Aziz, sıddık kardeşlerim; Madem Isparta Nur dershanesi hükmüne geçmiş ve şimdiye kadar her yerden ziyade oranın hükûmeti ve zabıtamüsamahakâr, belki dost nazarıyla Nurculara bakmış, ziyade incitmemiş. Biz dahi Isparta’nın mübarekiyeti hesabına onların bu hâdisede ilişmelerinden gücenmiyoruz ve bir cihette onları da tebrik ediyoruz ki, Nurun eczalarını vazifece tetkik etmeye ve okumaya ve istifade etmeye muvaffak oluyorlar. Zaten onların hakkıdır, en evvel onlar okusunlar. İmanı kuvvetli bir zabıta veya adliye memurunun, on adam kadar millete ve vatana fâidesi olabilir. Onun için, maddî zayiatımız, bu mânevî fâideye nisbeten hiç ehemmiyeti yok. Münasip gelse, benim tarafımdan da Emniyet Müdürü ve Müdde-i Umumîye selâm edip deyiniz ki: “Ben onlara beddua değil, bilâkis dua ediyorum ki: Yâ Rabbi! Onlara iman-ı kâmil ve hüsn-ü hâtime ver ve Nurlardan müstefid yap.”
• • •
Önceki Risale: ( 174 ) / Sonraki Risale: ( 176 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : çok değerli, izzetli
bilâkis : aksine, tersine
ecza : kısımlar, bölümler
hüsn-ü hâtime : güzel son, imanlı bir şekilde ölme
iman-ı kâmil : tam ve mükemmel iman
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
intişar etmek : yayılma
istifade etmek : faydalanmak, yararlanmak
menfaat : yarar
minnetsiz : iyilik karşısında kendini borçlu hissetmeme
muhafaza etmek : korumak, saklamak
muvaffak olmak : başarmak
mübarekiyet : mübarek oluş, hayırlılık
Müdde-i Umumî : savcı
münasip : uygun
müsamahakâr : hoşgörülü
müstefid : faydalanan, yararlanan
nazar : bakış
nisbeten : göre, oranla
sebat : kararlı olma, kalıcı olma
sıddık : çok doğru ve bağlı
şakirt : talebe, öğrenci
tesanüd : dayanışma
tetkik : inceleme, araştırma
umum : herkes
Yâ Rabbi : ey Rabbim; herbir varlığa muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah’ım
zabıta : polis
zahirî : açık, görünürde
zayiat : kayıplar
Zülfikar : Üstad Bediüzzaman’ın Kur’ân’a ve Peygamberimize (a.s.m.) dair bir eseri
Yükleniyor...