Aziz, sıddık kardeşlerim; Şimalin İsveç, Norveç, Finlandiya, Kur’ân’ı mekteplerinde en büyük halâskâr bir kitap olarak kabul ettikleri gibi, şimdi erkân-ı İslâmiyenin birincisi olan Ramazan sıyamını tutmak niyetiyle Câmiü’l-Ezhere “Şimalin pek uzun günlerinde bir çare-i tahfifi ve tehiri yok mu?” diye sormuşlar. Demek Avrupanın yalnız o küçük hükûmetleri değil, belki siyaset mânâsı verilmemek için kendini izhar etmeyen, eskide büyük ve dünyanın yüksek mevkiini tutmakla beraber, gayet dehşetli bir tarzda dünyanın fena ve fâniliğini dehşetli tokatla o yüksek mertebelerin hiçe indiğini görmekle hakikî teselli, yalnız ve ancak hakaik-i Kur’âniyede bulmasıyla, o küçüklerle mânen beraber tahmin edilebilir.

Evet, dünyanın mahiyeti anlaşıldıktan sonra, elbette hayat-ı ebediyeden başka beşeriyetin o inkisar-ı hayal yarasını tedavi edecek Kur’ân’dan başka yoktur.
• • •
Önceki Risale: ( 183 ) / Sonraki Risale: ( 185 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

risale : mektup; küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un bölümleri
menba : kaynak
me’haz : kaynak
tasdik etme : doğrulama, onaylama
sehiv : yanılma, hatâ
allâme : büyük âlim
nazar-ı müsamaha : hoşgörü
tebliğ etme : bildirme, ulaştırma
şakirt : talebe, öğrenci
aziz : çok değerli, izzetli
sıddık : çok doğru ve bağlı
şimal : kuzey
halâskâr : kurtarıcı
erkân-ı İslâmiye : İslâmın şartları, esasları
sıyam : oruç
çare-i tahfif ve tehir : hafifletme ve erteleme çaresi
izhar etme : açıklama, gösterme
fena : kötü, çirkin
fâni : gelip geçici, ölümlü
hakikî : asıl, gerçek
hakaik-i Kur'âniye : Kur’ân’ın hakikatleri, gerçekleri
mahiyet : esas, nitelik, içyüz
hayat-ı ebediye : ebedî hayat, sonsuz âhiret hayatı
beşeriyet : insanlık
inkisar-ı hayal : hayal kırıklığı
Sabri : (bk. bilgiler – Sabri Arseven)
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
garp : batı
şark : doğu
tarikat : yol; İlâhî hakikatlere ulaşmak için, şeyhin gözetiminde takip edilen yol
Yükleniyor...