Kardeşlerim; Merak etmeyiniz ve Nurun fevkalâde perde altındaki fütuhatına kanaat ediniz. Şimdiye kadar hiçbir eserin böyle ağır şerait altında bu derece tesirli intişarını tarih göstermiyor.

Hem tam serbestiyet verilmemesinin sebebi ve hikmeti: Nurların fevkalâde kuvvetinden korkuyorlar. Belki sarsıntı verecek diye, tam takdir ve kabul etmekle beraber, şimdilik resmen intişarından telâş ettiklerini, Diyanet Reisi büyük reisle görüşmesinden haber alınmış. Eski gibi hücum yok; belki musalâha istiyorlar. Fakat Nurlar lehinde kuvvetli cereyanlar, inşaallah o telâşı, iştiyakla resmen neşrine çevirecek. Hem çok enaniyetliler, eserlerini terviç etmek için, Nurların meydana çıkmalarına kıskanmak damarıyla taraftar olmuyorlar. Merak etmeyiniz, Nur galebe edecek.
• • •
Önceki Risale: ( 194 ) / Sonraki Risale: ( 196 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : çok değerli, izzetli
banknot : kâğıt para
cereyan : akım, hareket
Diyanet Reisi : Diyanet İşleri Başkanı
enaniyetli : bencil, gururlu
erkân : Nur talebelerinin önde gelenleri
erzak : rızıklar, yenilecek ve içilecek şeyler
fütuhat : fetihler, zaferler, başarılar
galebe etmek : üstün gelmek
hikmet : gaye, sebep, sır
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
intişar : yayılma
iştiyak : arzu, istek
kanaat etme : razı olma, yetinme
kudsî : kutsal; Kur’ân hakikatlerine ait
lehinde : tarafında
medar olmak : sebep olmak, vesile olmak
mukabil : karşılık
musalâha : barışma
nâşir : neşreden, yazıp yayan
nazar : bakış
neşr : yazma, yayımlama
nüsha : yazılı bir şeyden çıkarılan kopya
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un bölümleri
serbestiyet : serbestlik
sıddık : çok doğru ve bağlı
Sikke-i Gaybiye : Risale-i Nur’da yer alan Sikke-i Tasdik-i Gaybî adlı eser
şerait : şartlar
tab etmek : yazmak, basmak
takdir : birşeyin değerini anlama ve ilân etme
tayınat : erzak, yiyecek, gıda
terviç etmek : kıymet ve değerini arttırmak
vâris : mirasçı
vazife-i ilmiye : ilmi görev
Yükleniyor...