Lügatler :
âhiret : öteki dünya, öldükten sonraki ebedî hayat
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
bedel : karşılık
ceride : gazete
cür’et : cesaret
edyân-ı semâviye : semâvî dinler, vahiyle gelen dinler
emare : belirti, işaret
enaniyet : ben, benlik
enaniyetli : bencil, gururlu
feylesof : filozof; felsefe ile uğraşan, felsefeci
haps-i ebedî : sonsuz bir hapis, Cehennem
hengâm : ân, zaman
hiddet : öfke
iftihar : övünme
istikbal : gelecek
kanaat verme : inanma, razı olma
kat’î : kesin
kesret : çokluk
Kur’ân-ı Hakîm : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân
mahdum : evlat, oğul
mâruz kalmak : hedef olmak, yüz yüze gelmek
mâsum : günahsız, suçsuz; çocuk
melâike : melekler
mesrur : sevinçli, mutlu
mukabil : karşılık
müdakkik : dikkatli bir şekilde araştıran, inceleyen
nesl-i âti : gelecek nesil
neşredilmek : yayımlanmak
ruhanî : maddî yapısı olmayan ruh âlemine ait varlık
sıddık : çok doğru ve bağlı
şakirt : talebe, öğrenci
şark-ı şimalî : kuzeydoğu
tâciz : rahatsız etme, sıkıntı verme
tasdikkârane : onaylayarak
tâzip : azap verme, cezalandırma
telâkki edilen : kabul edilen