Yirmi senede kaç vilâyetin zabıtaları kıyafetime ilişmedi. Yalnız, yirmi beş sene evvel Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi.

Hem Afyon Valisinin büyük memuru, cebren kıyafetime emir vermesine mukabil, Emirdağının küçük bir adliye memuru ona mukabele edip “Kanun haricinde hiçbirşey yapamayız” demiş, kanunperestliğini göstermiş.

Hem buranın kaymakamı evham etmeyip bana zulmetmediği için, o vicdanlı zatın tebdiline çalıştılar.

Hem camie, Cumaya gitmeye beni men eden merdumgirizlik hastalığıyla beraber, maddî birkaç hastalığa binaen, bir hafta rapor verip beni ifademi almaya sevk etmemek için doktorluk kanunuyla amel ettiğime binaen, tâ Afyon’dan iki doktor gönderip onun raporunu bozmak, onu da mahkemeye vermek derecesinde keyfî kanunlara mâruz olmuşuz.
• • •
Önceki Risale: ( 217 ) / Sonraki Risale: ( 219 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

amel etmek : uymak, yerine getirmek
Ankara Maarif Dairesi : Ankara Eğitim Dairesi; Millî Eğitim Bakanlığı
bera-yı malûmat : bilgi ve malûmat için, bilgi vermek için
binaen : dayanarak
cebren : zorla
dahiliye vekili : İçişleri Bakanı
evham : kuruntular, şüpheler
haricinde : dışında
hâşiye : dipnot
istintak : soruşturma, sorgulama
kanunperestlik : kanuna önem verme
lâhika : ek, ilâve
mâruz olmak : hedef olmak, uğramak
men eden : engelleyen
merdümgirizlik : insanlardan sıkılma, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteme
muhafaza : koruma
mukabele etmek : karşılık vermek
mukabil : karşılık
muvaffak : başarılı olma
sevk etmek : yönlendirmek
şahs-ı mânevî : belirli bir kişi olmayıp bir topluluktan meydana gelen mânevî kişilik, tüzel kişilik
takdim edilen : sunulan
tebdil : değiştirme
teessür : üzüntü
zabıta : güvenlik güçleri, polis
Yükleniyor...