Aziz, sıddık kardeşlerim; Bu parçayı sizler dahi Risale-i Nur’un makbuliyetine imza basan risaleler ve mektuplar mecmuasının başında yazarsınız. Eğer mecmualar olmasa da Birinci Şuânın başında yazarsınız. Beni merak etmeyiniz. Sevabın ziyade olması, bana sıkıntıları bir cihette sevdirir ve Nurların intişarına başka sahalarda meydan açar.

Umumunuza birer birer selâm...

Risale-i Nur’un makbuliyetine imza basan ve gaybî işaretlerle ondan haber veren sekiz parçadan birinci parçadır. Aynı meseleye, aynı dâvâya ittifakları sarahat derecesindedir. Vahdet-i mesele cihetiyle o emâreler birbirine kuvvet verir, teyid eder. O sekizden üç tanesi İmam-ı Ali’nin üç keramet-i gaybiyesiyle Risale-i Nur’dan haber vermesine dairdir.

Bu sekiz parçayı Ankara ehl-i vukufu tetkik etmiş, itiraz etmemişler. Yalnız demişler: “Bu yazılmamalıydı. Keramet sahibi, kerametini yazamaz.”

Ben de onlara cevap verdim ki: “Bu, benim değil, Risale-i Nur’un kerametidir. Risale-i Nur ise, Kur’ân’ın malıdır ve tefsiridir” dedim. Onlar sustular, demek kabul ettiler. Gerçi bu çeşit ikramlar yazılmasaydı daha münasipti, fakat bu kadar hadsiz muarızlar ve çok kuvvetli ve kesretli düşmanlar karşısında az ve fakir ve zaif olan bizlere kuvve-i mâneviye ve gaybî imdat ve teşcî ve sebat ve metanet vermek için mecburiyet-i kat’iye oldu, ben de yazdım. Benim benliğime bir hodfuruşluk verip sukutuma sebep olsa da, ehemmiyeti yok. Bu hizmete, yani ehl-i imanı dalâlet-i mutlakadan kurtarmaya -lüzum olsa- dünyevî hayat gibi, uhrevî hayatımı da feda etmek bir saadet bilirim; binler dostlarım ve kardeşlerimin Cennete girmeleri için Cehennemi kabul ederim.
• • •
Önceki Risale: ( 2 ) / Sonraki Risale: ( 4 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

muhalefet : karşıt olma, aykırılık
tevehhüm etmek : olmayan bir şeyi varsayarak şüphelenmek, kuruntuya kapılmak
divane : deli, akılsız
minnet çekme : kendini borçlu hissetme
aziz : çok değerli, izzetli
sıddık : çok doğru
makbuliyet : kabul edilmişlik, geçerlilik
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
mecmua : düzenlenmiş şey, kitap
ziyade : çok, fazla
cihet : şekil, yön
Nurlar : Risale-i Nur’daki risaleler, bölümler
intişar : yayılma
umum : bütün, genel
gaybî : gayb âlemine ait
dâvâ : iddia, konu
ittifak : birleşme
sarahat : açıklık
vahdet-i mesele : konu birliği
emâre : alâmet, belirti
teyid etme : destekleme
keramet-i gaybiye : Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarının olağanüstü bir şekilde gelecekle ilgili verdiği haberler
Ankara ehl-i vukufu : Ankara mahkemesi bilirkişi heyeti
tetkik etme : inceleme, araştırma
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hâl ve fiil
tefsir : açıklama, yorum
ikram : İlâhî bağış ve ihsan
münasip : uygun
hadsiz : sınırsız
muarız : karşı çıkan
minnet çekme : kendini borçlu hissetme
Yükleniyor...