Salâhaddin’in pek uzun ve on mektup kadar beni memnun eden ve sadakatine ve sebatına bu fırtınalar hiç tesir etmediğini ve daima bir Abdurrahman hükmünde bulunduğunu ve o havalideki kardeşlerimiz fütursuz çalıştıklarını bildiren mektubunu aldım, mâşaallah dedim. Baba ve oğlu Isparta kahramanları gibi sarsılmıyorlar. Fakat şimdi Risale-i Nur’un tab’ suretiyle intişarı, hakikî bir ihlâs ve kuvvetli bir tesanüd ve birbirinin kusuruna bakmamak lâzım geldiğinden, Kastamonu vilâyetindeki kardeşlerimiz, Ispartalılara ihlâs ve tesanüdde benzemeye mecburdurlar. İnşâallah, onlar dahi, şahsî hissiyatlarını bu kudsî hizmetin zararına istimal etmeyecekler.

Hem gerçi Risale-i Nur, parlak ve kuvvetli hakikatleriyle serbestiyetini kazanmış ve düşmanlarını bir cihette mağlûp etmiş, fakat, eskiden ziyade ihtiyata ihtiyacımız var. Çünkü münafık düşmanlar durmuyorlar, bahaneler arıyorlar, hükûmeti iğfale çalışıyorlar.

Salâhaddin, hususî, kendine ait bir meseleyi soruyor. Dünya, hayat-ı içtimaiyeye bağlanmak istiyor. Madem o haslar içindedir, kat’iyen Risale-i Nur’un hizmetine zararı varsa, girmeyecek. Eğer bilse ki, o refika-i hayatını bazı has kardeşlerimiz gibi Risale-i Nur’un hizmetinde yardımcı olarak çalıştırsa, o hayata girebilir. Çünkü hasların hayatı, Risale-i Nur’a aittir ve şahs-ı mânevîsini temsil eden şakirtlerinin tensibiyle kayıt altına girebilir. Peder ve validesinin reyleri de varsa, inşaallah zararı olmaz.
• • •
Önceki Risale: ( 45 ) / Sonraki Risale: ( 47 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Ankara Emniyet-i Umumîsi : Ankara Emniyet Genel Müdürü
ihanet : küçümseme, hakaret etme
melfuf : bir zarf veya mektup içine konulmuş
pusula : küçük not kâğıdı
müteessir : etkilenen, üzülen
kader-i İlâhî : Allah’ın meydana gelecek hâdiseleri olmadan önce takdir etmesi, planlaması
iş’ar olma : bildirme, haber verme
ihtiyarsız : irade dışı, istemeden
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
sadakat : bağlılık, sebat
sebat : kararlı olma
havali : çevre, civar
fütursuz : usanmadan, ümitsizliğe kapılmadan
baba ve oğul : Salâhaddin Çelebi ve babası Ahmed Nazif Çelebi
tab’ : baskı
suret : biçim, şekil
intişar : yayılma
hakikî : asıl, gerçek
ihlâs : samimiyet; ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme
tesanüd : dayanışma
hissiyat : hisler, duygular
kudsî : kutsal
istimal etme : kullanma
hakikat : doğru gerçek
serbestiyet : serbestlik
münafık : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen
iğfal : aldatma, gaflete düşürerek kandırma
hayat-ı içtimaiye : sosyal hayat
haslar : özel kişiler; Üstadın çok değer verdiği, ilk sıradaki talebeleri
Yükleniyor...