Risale-i Nur

Mazhar-ı esmâ u sıfât-ı Bediüzzamandır bu.
Mev’ûd-ü risaletten bizlere fazl-ı ihsandır bu.

Kenz-i mahfîde muhit-i mekteb-i irfandır bu.
Havâ-i zulmette işrâk eden şems-i tâbândır bu.

Mişkât-ı misbahtan menşur-u hakikat-ı Kur’ân’dır bu.
Mevsim-i âsârda yektâ bir gülistandır bu.

İrşâd-ı feth-i keşifte serencam-ı hidâyettir bu.
Sefine-i necatta sırr-ı menzile vusule kaptandır bu.

Leyle-i zulmet-i cehilde nur-u çırâğ-ı Yezdandır bu.
Gamgîn gönüllerde bahçet-i ferah feza-yı şâdümandır bu

Şems-i Kur’ân’dan akseden nur-u irfandır bu.
Sultanü’l-eser ve zübdetü’l-meânî-i tefsir-i Furkandır bu.

Şeref-i Ehl-i Beyt ve teşci-i Gavs-ı Âzamdır bu.
Etba-i Ehl-i Sünnet ve iklim-i mârifette sultandır bu.

Mâden-i mârifet ve ibraz-ı şefkatte ümmü’l-enâmdır bu.
Cism-i velâyette evliyâya ruh-u fezâ-yı cândır bu.

Kevkeb-i muhakkıkînde mü’minlere atâ-yı Sübhandır bu.
Vahdet-i mevcud ve râhının semasında kehkeşandır bu.

İlm ü mârifet bahrinde dürr-i yektâ-yı mercandır bu.
İlm ü hakikatte şûledar mâhitab-ı âhirzamandır bu.

Müstağrak-ı envar-ı safâda gelen bahardandır bu.
Teslîm-i rızâ ve nezâhet-i istiğnada aynı iz’andır bu.
Risale-i Nur talebelerine hakikat-i kıble-i imandır bu.

Halil İbrahim (r.h.)

• • •
Önceki Risale: ( 60 ) / Sonraki Risale: ( 62 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

kesb-i imtiyaz : üstünlük, ayrıcalık kazanmak
işaret-i Kur'âniye : Kur’ân’ın işareti
bilumum : bütün
arz : sunma
hürmet : saygı
mübarek : bereketli, hayırlı
tes’id : tebrik etme, kutlama
veraset-i Muhammediye : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) varisliği; Peygamberimizin iman ve Kur’ân hakikatlerini tebliğ vazifesine varis olma
makam : derece, yer
zat-ı âli-kadr : kıymetli, yüce şahsiyet, kişi
havali : civar, bölge
fıkra : bölüm; kısa yazı
âhir : son
şakird : talebe, öğrenci
hitap : konuşma, seslenme
mazhar-ı esmâ u sıfât-ı Bediüzzaman : Allah’ın isim ve sıfatlarına mazhar olan Bediüzzaman
mev'ûd-ü risalet : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) vaadi
fazl-ı ihsan : ilâhi ihsan ve lütuf
kenz-i mahfî : gizli hazine
muhit-i mekteb-i irfan : bir okyanusu andıran irfan okulu
havâ-i zulmet : karanlık hava
işrâk eden : doğan
şems-i tâbân : parlayan güneş
mişkât-ı misbah : ışık veren lâmba, kandil
menşur-u hakikat-ı Kur'ân : Kur’ân hakikatlerinden ortaya çıkan
mevsim-i âsâr : “eserlerin mevsimi” mânâsında, Kur’ân hakkında yazılan eserler mevsime benzetilmiştir
yektâ : tek, benzersiz
gülistan : gül bahçesi
irşâd-ı feth-i keşif : keşif ve fetih yolunu gösterme, keşfe başlarken rehberlik etme
serencam-ı hidâyet : hidâyet macerası, hakikat yolunda karşılaşılan durumlar
sefine-i necat : kurtuluş gemisi
sırr-ı menzil : yeri bilinmeyen
vusul : ulaşma, erişme, kavuşma
leyle-i zulmet-i cehil : cehaletin karanlık gecesi
nur-u çırâğ-ı Yezdan : Cenâb-ı Hakkın nurunun çırası, Allah’ın nuruyla tutuşmuş, aydınlatan bir çıra
gamgîn : gamlı, kederli
bahçet-i ferah : ferahlık, huzur veren bahçe
feza-yı şâdüman : sevinç ve neşe veren bir atmosfer, saha
şems-i Kur'ân : Kur’ân güneşi
akseden : yansıyan
nur-u irfan : ilim, irfan ışığı
sultanü'l-eser : eserler sultanı
zübdetü'l-meânî-i tefsir-i Furkan : Kur’ân’ın mânâ itibariyle açıklamasını yapan tefsirlerin özü
şeref-i Ehl-i Beyt : Ehl-i Beytin şerefi
teşci-i Gavs-ı Âzam : Abdülkadir Geylanî’nin (k.s.) teşviki
etba-i Ehl-i Sünnet : Ehl-i Sünnete tabi olanlar, uyanlar
iklim-i mârifet : mârifet, ilim iklimi
mâden-i mârifet : bilgi kaynağı
ibraz-ı şefkat : şefkatin gösterilmesi
ümmü'l-enâm : mahlûkatın anası, halkın sığınağı
cism-i velâyet : velîlik bedeni, cismi
evliyâ : veliler, Allah’ın sevgili kulları
ruh-u fezâ-yı cân : gönül âleminin ruhu
kevkeb-i muhakkıkîn : muhakkik âlimler yıldızı
atâ-yı Sübhan : her türlü eksiklik ve noksanlıktan sonsuz derece uzak olan Allah’ın lütfu, ihsanı
vahdet-i mevcud : bütün varlıkların bir elden tedbir ve idare edilmesi ve sahiplerinin bir olması
râh : yol
sema : gök, yücelik
kehkeşan : samanyolu
ilm ü mârifet bahri : mârifet ve ilim denizi
dürr-i yektâ-yı mercan : eşsiz mercan incisi
İlm ü hakikat : ilim ve hakikat
şûledar : alevli, ışıklı
mâhitab-ı âhirzaman : âhirzamanın mehtabı
müstağrak-ı envar-ı safâ : safâ verici nura garkolmuş, safâ veren nurlara batmış
teslîm-i rızâ : kendi rızasıyla teslim olma
nezâhet-i istiğna : Cenâb-ı Haktan başkasına ihtiyacını arz etmemekten gelen temizlik, paklık
iz'an : şüphesiz, kesin şekilde inanma
hakikat-i kıble-i iman : iman hakikatlerinin toplandığı yer
Yükleniyor...