Aziz, sıddık kardeşlerim; “İhlâs” ve mektupların suretlerinin hafiyeler tarafından alınması, sizi müteessir etmesin. Zaten o mektupları ve “İhlâs” ve ihbar-ı Aleviyeyi onlara okutmak, Risale-i Nur hesabına ve fütuhatına lâzımdı. Hem bu hâdise zamanında İstanbul’da bolşevizm aleyhindeki nümayiş hâdisesi, Risale-i Nur’a karşı perde altında hücum eden iki kuvvet birbirine vaziyet almaya başladığı cihetle, Risale-i Nur fütuhatına büyük bir vesiledir. Muvakkat bize karşı bazı ilişmeler olsa da, hiç ehemmiyeti yok. Çünkü, bolşevizmin, Müslümanlar içinde anarşilik mahiyetinde küfr-ü mutlak ve fikr-i tabiatla yerleştirilmesine mukabil, ancak ve ancak Risale-i Nur’un fevkalâde kuvvetli hakikatleri çıkabilmesinden, milliyetperver ve vatanperver ve siyasetçiler ve dindarlar, Risale-i Nur’un arkasına girmeye ve onunla barışmaya ve onunla siper almaya bir yol açılıyor nazarıyla bakıyoruz.
Said Nursî

• • •
Önceki Risale: ( 63 ) / Sonraki Risale: ( 65 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

hafî : gizli, sessiz
zikir : (tas.) tarîkat ehlinin bir şeyh gözetiminde belli kelime ve ibâreleri belli zamanda ve belli sayıda edep dairesinde söylemeleri
nevi : çeşit, tür
tefekkür : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme
aziz : çok değerli, izzetli
sıddık : çok doğru ve bağlı
İhlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet; Risale-i Nur’dan bir bölüm
suret : kopya
hafiye : casus
müteessir : etkilenen, üzülen
ihbar-ı Aleviye : Hz. Ali’nin (r.a.) verdiği haber; On Sekizinci Lem’a, Sekizinci Şuâ, Yirmi Sekizinci Lem’a’nın Birinci Nüktesi
fütuhat : fetihler, zaferler
hâdise : vakıa, olay
nümayiş : gösteri
vaziyet : durum, hâl
cihet : şekil, yön
muvakkat : geçici
mahiyet : temel nitelik, esas
küfr-ü mutlak : tam anlamıyla inkâr
fikr-i tabiat : tabiat fikri
mukabil : karşılık
fevkalâde : olağanüstü, çok güzel
hakikat : asıl, esas
milliyetperver : milliyetini seven
vatanperver : vatansever
nazarıyla : gözüyle, bakışıyla
Yükleniyor...