(Adnan Menderes’e gönderilmek niyetiyle evvelce yazılan içtimaî hayatımıza ait bir hakikatın haşiyesini takdim ediyoruz.)

Hâşiye: Eskilerin lüzumsuz keyfî kanunları ve su-i istimalleri neticesinde, belki de tahrikleriyle zuhur eden Ticanî meselesini dindar Demokratlara yüklememek ve âlem-i İslâmın nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesi kendimce böyle düşünüyorum:

Ezan-ı Muhammedînin (a.s.m.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı, beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek ve halen İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmi sekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraatine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestîsini dindar Demokratlar ilân etmeli ve bu yaraya bir nevi merhem vurmalıdırlar. O vakit âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zâlimane kabahatları onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki saat baktım ve bunu yazdım.
Said Nursî

• • •
Önceki Risale: ( 102 ) / Sonraki Risale: ( 104 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i İslâm : İslâm dünyası
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
cihet : yön
çare-i yegâne : tek çare
Ezan-ı Muhammedî : Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği dinin ezanı; tevhidi ilân etmek amacıyla yüksek sesle yapılan kutsal davet
hakikat : asıl, gerçek, doğru
hiddetli : öfkeli, kızgın
hususan : özellikle
hüsn-ü tesir : güzel etki
hüsn-ü teveccüh : güzel ilgi, alâka
intişar eden : yayılan, yayınlanan
meb’us : milletvekili
muzır : zararlı
müdde-i umumî : savcı
müdür-ü mes’ul : sorumlu müdür
nazar : bakış
nazar-ı ehemmiyete alınma : önemli bir şekilde dikkate alınma
neşir : yayılma
nevi : çeşit
serbestî : serbestlik
şekvâ : şikayet
tensib : uygun görme
teveccüh : ilgi, yönelme
vaziyet-i kudsiye : kutsal durum
zâlimane : zâlimce
Yükleniyor...