2 اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ1 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Ankara’da bir kardeşimizden Asâ-yı Mûsâ ve Gençlik Rehberi’ni bahane ederek umum Nur Risalelerini almak için gelmişler. O kardeşimiz Ağır Ceza Mahkemesinin Asâ-yı Mûsâ hakkındaki beraat kararını gösterince Asâ-yı Mûsâ’yı almaktan vazgeçmişler. Buldukları ve götürmek üzere gözlerinin önüne koydukları on kadar Gençlik Rehberi’nin de üzerine kendileri farkında olmayarak bazı kitaplar koymuşlar. Giderken Gençlik Rehberi’ni de ne kadar aramışlarsa da bulamamışlar. Bu suretle Gençlik Rehberi kendi kerametiyle kendini muhafaza etmiş. Asâ-yı Mûsâ ve Gençlik Rehberi hariç, birer tane aldıkları mecmua ve risaleleri de emniyetten tekrar iade etmişler.
3 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Said Nursî

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
2 : Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
3 : Bâkî olan sadece Odur.
Önceki Risale: ( 107 ) / Sonraki Risale: ( 109 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alâkalı, ilgili
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
âza : üye
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması
biçare : çaresiz
desiseci : hileci, aldatıcı
Diyanet dairesi : Diyanet İşleri Başkanlığı
Diyanet Riyaseti : Diyanet İşleri Başkanlığı
ehl-i vukuf : bilirkişi
Gençlik Rehberi : Risale-i Nur’un çeşitli yerlerinden gençlerle ilgili bölümlerden derlenerek hazırlanan risale
himaye edilmek : korunmak
hususan : özellikle
intişar : yayılma
İslâmî : Müslüman, İslâma uygun olan
ittifak etmek : birleşmek
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görünen olağanüstü hal
mazhar olmak : erişmek, nail olmak
mecmua : kitap, belli bir konuda yazılan yazıların bir araya toplanmasından oluşan kitapçık
muhafaza : koruma
mükerrer : tekrar tekrar, defalarca
nazara almak : dikkate almak
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
su-i tevehhüm : kötü vehim, kötü düşünce
taarruz : saldırı
umum : bütün
zarurî : zorunlu
Yükleniyor...