2 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ1 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَداً دَاۤئِمًا 3

Aziz, sıddık, vefadar, fedakâr kardeşlerim; Evvelen: Bütün ruh u canımla fevkalâde nuranî hizmet-i imaniyenizi tebrik ederim.

Saniyen: Ankara’da dindar Ahrarların kongresinde beni Diyanet Riyaseti dairesinde bir vazife ile tavzif etmeyi hararetle istemelerine ve Medresetü’z-Zehranın Nur talebelerini, bu meselede bana kabul ettirmekte vasıta yapmalarına karşı derim:

O toplantıda bu teklifi yapan meb’uslara ve dindar arkadaşlarına çok teşekkür ve çok selâm ve muvaffakiyetlerine çok dua ederiz. Fakat ben ziyade zaif ve şiddetli hasta ve ihtiyar ve kabir kapısında ve perişan olduğumdan, o kudsî vazifeyi yapmaya iktidarım olmamasından, benim yerimde Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi, benim bedelime Nur şakirtlerinin has ve hâlis ve İslâmiyetin hakikî fedakârlarının şahsiyet-i mâneviyesi, o kudsî vazifeyi şimdiye kadar gayr-ı resmî perde altında yaptıkları gibi, inşaallah resmî bir surette dahi yapabilecekler. Onlara havale ederiz...
4 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Duanıza muhtaç kardeşiniz
Said Nursî

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
2 : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
3 : Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi ebediyen, dâima üzerinize olsun.
4 : Bâkî olan sadece Odur.
Önceki Risale: ( 130 ) / Sonraki Risale: ( 132 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Ahrarlar : Hürriyetçiler, Demokrat Parti mensupları
berzah : kabir âlemi
Diyanet Riyaseti dairesi : Diyanet İşleri Bakanlığı
gayr-ı resmî : resmî olmayan
hakikî : asıl, gerçek
hâlis : ihlâslı, içten, katıksız, samimî
has : özel; Risale-i Nur talebelerinin önde gelenleri
havale etmek : bir işi başka birine bırakma
hemşire : kız kardeş
hürmetkârâne : hürmet ederek
iktidar : güç ve kudret
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
kıymettar : kıymetli, değerli
kudsî : mukaddes, kutsal
meb’us : milletvekili
merhamet : acıma, şefkat
merhametkârâne : merhametli bir şekilde
muhabbet : sevgi
muvaffakiyet : başarı
nevi : tür, çeşit
saniyen : ikinci olarak
sürur : mutluluk, sevinç
şahs-ı mânevî : belirli bir kişi olmayıp bir topluluktan meydana gelen mânevî kişilik, tüzel kişilik
şefkat : acıma, merhamet
tavzif etmek : görevlendirmek
temin etmek : sağlamak
uhuvvetkârâne : kardeşçesine
Yükleniyor...