بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1

Üstadımız ifade buyurdular ki:

Aleyhimizde olan Cumhuriyet gazetesi müdafaamı çok yanlış ve gayet fena bir tarzda tağyir etmiş, hattâ “Bir cânî yüzünden on mâsuma zarar gelmemesi için” cümlesinin yerine “Bir câni yüzünden on mâsumu zulmetten kurtarmak için” gibi hezeyanlar karıştırmış. Hem de o yazdığım cevap, beş altı sene evvel İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesinde aynen söylenmiş, en mühim meselemde beraat verilmiş bir müdafaa iken, bir iki ay evvel, bir bardak suda bir fırtına koparmak nev’inden, İstanbul seyahatimde gayet mânâsız garazkârâne, bir savcı Isparta Müdde-i Umumîsine havale edip mânâsız benim ifademi almaya iki resmî polis memuru gönderdi. Onlara dedim: O meseleye beş sene evvel cevap verilmiştir. İşte o zamanki cevabım da budur, dedim. Onlar da kabul ettiler. Hem de makine ile çıkardılar, hem o herife de göndermişler.

Şimdi uzak bir yerde tekrar mânâsız olarak bizden uzak bir kaymakama başkası onu vermiş. İftiracı gazete de “Onu kaymakam, savcıya vermiş” demesiyle Risale-i Nur’un bir kısım zaif şakirtlerine vesvese ve bir evham vermek istemiştir. Bu yazıya Nur’un çok avukatları tekzip yazsınlar. O meselenin mevzuuna dair İstanbul sıhhî heyetinden dört rapor var. Fakat lüzumsuz olduğu için, kimseye göstermeye tenezzül etmedim. Hem de lüzum olmamış.
Said Nursî

Ankara’daki iki emniyet müdürüne çok selâm ediyorum. Böyle şeylere ehemmiyet vermesinler.
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
Önceki Risale: ( 141 ) / Sonraki Risale: ( 143 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

bedel : yerine
beraat : temize çıkma, suçsuz olduğu anlaşılıp serbest bırakılma
biçare : çaresiz
evham : kuruntular, şüpheler
garazkârâne : garaz edercesine, kin tutarcasına
havale etme : bir işi başka birine bırakma
hezeyan : boş söz, saçmalama
hizmetkâr : hizmetçi
Isparta Müdde-i Umumîsi : Isparta Cumhuriyet Savcısı
kat’iyen : kesinlikle
kaziye-i muhkeme : mahkemelerin verdiği ortak ve kesin karar, hüküm
mevzu : konu, bahis
muarız : karşı çıkan, karşıt
nev’ : tür
sıhhî heyet : sağlık kurulu
şakirt : talebe, öğrenci
tağyir etme : değişme, değiştirme
tekzip : yalanlama
tenezzül etmek : inmek, alçalmak
umum : bütün
vekil : avukat
vesvese : kuruntu, şüphe
zarurî : zorunlu, gerekli
zulmet : karanlık
Yükleniyor...