Aziz, sıddık kardeşlerim; Evvelâ: Bin bârekâllah, hem Sözler mecmuasının güzel ve sıhhatli olmasına ve müsaderedeki mecmuaların imhadan kurtulmasına nümune olarak bir kısmını elde etmenize binler mâşaallah ve elhamdü lillâh deriz.

Saniyen: Benim namıma gelen mektuplara Medresetü’z-Zehra erkânları münasip tarzda benim bedelime cevap vermelerini onlara havale ediyorum. Ezcümle, Ankara’da Osman Nuri kardeşimiz oranın bir Hasan Feyzi’si hükmünde Nurlara tesirli hizmet ve benim için hanesi yanında bir menzil yapması ve hastalığım zamanında güya hastalığımın tahfifine Hasan Feyzi gibi yardım eder gibi kendi hastalığına memnun olmasına çok minnettarım. Fakat kitaplarımızı mahkemeden almadığımızdan burada bekliyorum. Kur’ân’ımızı ve bazı mecmualarımızı tab’ zamanında orada bulunmak istiyorum. Fakat şimdi burada çok lüzumlu işler olduğundan gidemiyorum, gücenmesin. Eğer o orada olmasaydı, benim gitmem lâzımdı. Fakat o bana ihtiyaç bırakmıyor. Allah razı olsun, hizmet-i Nuriyede onu muvaffak etsin.

Halep’te İhvan-ı Müslimîn âzâsının bana yazdığı tebriğe mukabil onu ve İhvan-ı Müslimîni ruh u canımızla tebrik edip “Binler bârekâllah” deriz ki, ittihad-ı İslâmın Anadolu’da Nurcular—ki eski İttihad-ı Muhammedînin halefleri hükmünde—ve Arabistan’da İhvan-ı Müslimîn ile beraber hakikî kardeş olan Hizbü’l-Kur’ânî ve İttihad-ı İslâm cemiyet-i kudsiyesi dairesinde çok saflardan iki mütevafık ve müterafık saf teşkil etmeleriyle ve Risale-i Nur ile ciddî alâkadar ve bir kısmını Arabîye tercüme edip neşretmek niyetleri, bizleri pek ziyade memnun ve minnettar eyledi. Benim bedelime, İhvan-ı Müslimîn Cemiyeti namına bana tebrik yazana cevap verirsiniz. O taraftaki Nur şakirtlerine ve Nur eczalarına himayetkârâne alâkadar olsunlar.

Salisen: Atabeyli Metin ve ciddî bir kardeşimiz Abdullah Çavuş’un yazdığı mektubu tasdik ediyorum. Kırk sene evvel hadislere verdiğim mânânın yeniden bu zamanda tevili görünüyor. Muannidler dahi itiraf etmeye mecbur oluyorlar. Ve istibdad-ı mutlakın cehennemî azâbını dünyada da çekmeleri, Siracü’n-Nur’un Beşinci Şuâı ile verdiği haberleri zaman tasdik ediyor. Hem Samsunlu İhsan’ın samimî mektubu gösteriyor ki, buraya gelen tam bir takım Nur eczalarını kendine alan Samsun’un bir meb’usu o havalide nurlu bir uyanmak ve intibaha vesile olmuş ki, böyle İhsanlar yetişiyor. İhsan’ı o zât ile beraber dualarımıza dahil ediyoruz.

Rabian: Yirmi Dokuzuncu Sözün keramet-i elifiyesi hakikaten harika olduğu gibi, makineyle bu tarzda bu kadar güzel çıkması yazanın da bir harikasıdır. Umuma selâmlar.
1 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Hasta ve memnun kardeşiniz
Said Nursî

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Bâkî olan sadece Odur.
Önceki Risale: ( 27 ) / Sonraki Risale: ( 29 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alâkalı, ilgili
Arabî : Arapça
Arabistan : Arap milletinin yoğun olarak bulunduğu Ortadoğu bölgesi
âzâ : üye
aziz : çok değerli, izzetli
bârekâllah : Allah hayırlı ve mübarek kılsın anlamında, beğeniyi ifade etme için kullanılan bir söz
bedel : karşılık
cemiyet-i kudsiye : kutsal cemiyet
elhamdü lillâh : “ezelden ebede her türlü hamd ve övgü Allah’a mahsustur”
erkân : ileri gelenler, reisler
Eski İttihad-ı Muhammedî : 1909 tarihinde kurulan ve ilk başlarda Müslümanların birliğini savunduğu için Üstad Bediüzzaman’ın destek verdiği, daha sonra bu maksattan uzaklaştığı için desteğini çektiği cemiyetin ismi
ezcümle : bu cümleden, meselâ, örneğin
hakikî : asıl, gerçek
halef : birinin yerine sonradan geçen kimse
havale etmek : bir işi başka birine bırakma
himayetkârâne : koruyarak
Hizbü’l-Kur’ânî : Kur’ân’a hizmet eden, onun hakikatlerini yaşayıp yaşatmaya çalışan grup
hizmet-i Nuriye : Risale-i Nur hizmeti
İttihad-ı İslâm cemiyet-i kudsiyesi : bütün Müslümanların birliğini sağlama gibi mukaddes bir hedef için faaliyet gösteren bir topluluk
ittihad-ı İslâm : İslâm birliği
mâşaallah : Allah dilemiş ve ne güzel yaratmış
mecmua : kitap
menzil : ev, mekân
minnettar : şükran duyan
mukabil : karşılık
muvaffak : başarılı
müsadere : el koyma
müterafık : beraber bulunan, bir arada olan
mütevafık : birbiriyle uyumlu olan
neşretmek : yaymak
Nur eczaları : Risale-i Nur’un bölümleri, kısımları
ruh u can : ruh ve can; bütün içtenlik
saniyen : ikinci olarak
sıddık : çok doğru ve bağlı
sıhhatli : yanlışsız ve eksiksiz, sağlam
şakirt : talebe, öğrenci
tab : baskı, basma
tahfif : hafifletme
teşkil etmek : meydana getirmek, oluşturmak
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
azâb : büyük sıkıntı, acı
banknot : karşılığı altın olarak bankada bulunan kâğıt para
fa’l-i hayır : hayırlı iş, faaliyet
hadis : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek söz, fiil ve hareketi veya onun onayladığı başkasına ait söz, iş veya davranış
hakikaten : gerçekten
havali : çevre, yöre
intibah : uyanma
istibdad-ı mutlak : mutlak diktatörlük; tam ve sınırsız bir baskı
keramet-i elifiye : Risale-i Nur’un Osmanlıca yazılan bazı risalelerinde her sayfadaki bütün eliflerin anlamlı bir şekilde denk gelmesiyle ortaya çıkan keramet
küşad : açma
meb’us : milletvekili
muannid : inatçı, direnen
müstebid : baskıcı, diktatör
Nur eczaları : Risale-i Nur’un bölümleri, kısımları
rabian : dördüncü olarak
salisen : üçüncü olarak
şark : doğu
tahsisat : tahsis edilen; belli bir şey için ayrılan para
tasdik etmek : doğrulamak, onaylamak
tevil : yorum
umum : bütün, genel
Yükleniyor...