Aziz, sıddık kardeşlerim; Evvelâ: Seyyid Salih’in Halep ve havalisindeki çok ehemmiyetli İhvan-ı Müslimîn Cemiyeti için sizden istediği Nur mecmualarından, kendime mahsus mecmualardan on tanesini ona gönderdim ki onlara versin.

Saniyen: Denizli, hem Denizli’deki Nur kardeşlerimizle ziyade alâkadarım. Merhum Hasan Feyzi’nin arkadaşları ne vaziyette olduklarını ve Yâkup Cemal eski kardeşimiz ne halde ve nerede olduğunu merak ederken, aynı vakitte Yâkup Cemal’in Denizli Nurcuları namına güzel bayram tebriki beni çok sevindirdi. Mütehassirâne ve müştâkane hayalen beni Denizli’de gezdirdi, “Mâşâallah, bârekâllah” dedim.

Salisen: Nurcuları yirmi seneden beri tâzip eden ve hapislere sokan bedbahtlardan bazıları, her günde bir ay bize verdikleri sıkıntılar kadar mânevî azap çekiyorlar. Biz o zâlimleri Cehenneme havale edip sabrederdik. Fakat hizmet-i imaniye kudsiyeti, o bedbahtlara dünyada da bir nevi cehennemi, adalet-i İlâhiyeden istemiş ki, bazıları bir senede istibdad-ı mutlakadan aldığı lezzeti hiçe indiriyor gördük; zaman gösterdi. Demek adalet ve inayet-i İlâhiyenin himayeti bize kâfidir.

Rabian: Ali Osman’ın vefatıyla hem akrabasını, hem Medresetü’z-Zehra ve Nur dairesini tâziye ediyorum. Ve onu da tebrik ediyorum ki, vazifesini tam yapmış ve şimdi de Nur kahramanları Hâfız Ali ve Hâfız Mustafa yanında duama dahildir. Umum kardeşlerime binler selâm.
1 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Said Nursî

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Bâkî olan sadece Odur.
Önceki Risale: ( 43 ) / Sonraki Risale: ( 45 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alakalı, ilgili
âlem-i İslâm : İslâm âlemi
aziz : çok değerli
bârekâllah : Allah hayırlı ve mübarek kılsın anlamında, beğeniyi ifade etmek için kullanılan bir söz
bedbaht : talihsiz, bahtsız
beşer : insanlık
dair : ilgili, ait
envar-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın nurları
hakikat-i Kur’âniye : Kur’ân’ın hakikati
hâlis : samimi, saf
hâlisâne : ihlâslı bir şekilde, karşılık beklemeksizin
havale : yönlendirme
havali : etraf, civar
hemşire : kız kardeş
hürriyet-i şer’iye : dinî hürriyet
intibah : uyanış
istibdad : baskı ve zulüm
ittifakkârâne : anlaşarak
mahsus : özel
mâşaallah : Allah dilemiş ve ne güzel yapmış mânâsına gelen ve beğeniyi ifade etmek için kullanılan bir söz
mazhariyet : elde etme, edinme
mecmua : kitap; belirli konuda Risale-i Nur’dan derlenmiş kitap
merhum : Allah’ın rahmetine kavuşmuş, vefat etmiş
muhlis : samimi, ihlâslı
müştâkane : aşk derecesinde
mütehassirâne : özleyerek, hasret çekerek
ruh u can : ruh ve can; bütün içtenlik
sadık : doğru, bağlı
salisen : üçüncü olarak
saniyen : ikinci olarak
sıddık : çok doğru, çok bağlı
tasdik : doğrulamak, onaylamak
tâzip : azap verme
vaziyet : durum, hâl
Yükleniyor...