Aziz, sıddık kardeşlerim; Evvelâ: Hem Medresetü’z-Zehra şakirtlerini, hususan mübarekler heyetini ve Isparta vilâyetini merhum Hâfız Mustafa’nın vefatıyla tâziye ve Hâfız Mustafa’yı tam vazifesini yapmasıyla yirmi senede ikinci bir Hâfız Ali olarak yirmi seneden beri usanmadan, sarsılmadan Nurların neşrine çalışmasını bütün ruh u canımızla tebrik, hem onu, hem Isparta vilâyetini, hem Medresetü’z-Zehrayı tebrik ediyoruz. Hakikaten bu merhum kahraman kardeşimiz, aynen Hâfız Ali gibi vazifesini bitirdi, âlem-i nura ve berzaha, Hâfız Ali ve Hasan Feyzî gibi kardeşlerinin yanına gitti. Cenâb-ı Hak Risale-i Nur’un hurufatı adedince onun defter-i hasenatına hayırlar yazsın ve ruhuna rahmet eylesin. Âmin.
• • •
Önceki Risale: ( 7 ) / Sonraki Risale: ( 9 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâkadar : alâkalı, ilgili
âlem-i berzah : dünya ile âhiret arasındaki kabir âlemi
âlem-i nur : nur âlemi, aydınlık olan âlem, âhiret
âmin : “Allah’ım kabul eyle”
aziz : çok değerli, izzetli
Cenâb-ı Hak : Hakkın tâ kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
defter-i hasenat : sevap ve iyiliklerin yazıldığı mânevî defter
Diyanet Reisi : Diyanet İşleri Başkanı
hakikaten : gerçekten
has : özel; kıymetli ve ileri gelen mühim yakınlar topluluğu
havale etmek : bir işi başka birine bırakmak
hiddet : öfke
hurufat : harfler
hususan : özellikle
ihtar edilmek : hatırlatılmak, ikaz edilmek
mecmua : belirli bir konuda Risale-i Nur’dan derlenmiş kitap
meşveret : işlerin istişare (danışıp görüşme) yoluyla halledilmesi
muayyen : belirlenmiş, kararlaştırılmış
muvafık : uygun
mübarekler heyeti :
müsait : uygun
neşir : yayma, yayılma
ruh u can : ruh ve can; bütün içtenlik
sıddık : çok doğru ve bağlı
sıhhat : sağlık
şakirt : öğrenci, talebe
tâziye : baş sağlığı dileme
tekdir etmek : azarlamak, uyarmak
Yükleniyor...