Aziz kardeşlerim; Sizin fevkalâde sebat ve ihlâsınızın galebesi ve o musibeti def’inden sonra, ehl-i dünya cepheyi değiştirdi. Zındıkanın desiseleriyle, bu havalide bizlere karşı perde altında maddî ve manevî tahşidatı başlamış; gayet dikkatle ve şeytancasına şakirtlerin hakikî kuvvetleri olan tesanüdü bozmaya çalışıyorlar. Sizlere risaleleri iade ettikleri halde, kurnazcasına dolaplar çevriliyor. Biz, sizin bir şubeniz hükmünde olduğumuz halde, bizi asıl ve merkez telâkki ettiklerinden, daha ziyade desiseleri bize karşı istimal ediyorlar. Hâfız-ı Hakikî Cenâb-ı Haktır. İnşaallah hiçbir zarar edemeyecekler. Fakat bu şuhur-u mübârekenin eyyam ve leyâli-i mübarekesinde hâlis dualarınızla bize yardım ediniz. Birşey yok; fakat mümkün oldukça ihtiyatlı ve dikkatli olunuz. Hazret-i Ali Radıyallahü Anh ve Gavs-ı Geylânî Kuddise Sirruhu gibi kahramanların mânevî teminatı 1 قُلْ وَلاَ تَخَفْ ve 2 وَلاَ تَخْشَ hitapları, bize her vakit cesaret ve kuvve-i mânevî veriyor.

Kâtip Osman’ın mektubunda, kahraman Rüştü’nün bahadır biraderi Burhan’ın, risalelerin kurtulmasına çok hizmet ettiğini yazıyor. Zaten o cesur kardeşimizin eskiden de bu çeşit hizmetleri vardı. Hem ona, hem Risale-i Nur’un kurtulmasına çalışanlara ve medhali bulunanlara, hattâ mahkeme reisine ve insaflı âzâlarına hem dua, hem teşekkür ediyoruz. Münasip görülse, mahkeme reisine hususî teşekkürümüzü beyan edersiniz.
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : De: “Korkma!”
2 : Korkma!
Önceki Risale: ( 104 ) / Sonraki Risale: ( 106 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âzâ : üye
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
bahadır : kahraman, yiğit
beyan etme : söyleme, ifade etme
birader : kardeş
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
desise : hile, aldatma
ehl-i dünya : dünyaya dalıp, âhireti düşünmeyenler
eyyam : günler
fevkalâde : olağanüstü, çok yüksek
galebe : üstün gelme
Hâfız-ı Hakikî : her şeyin gerçek koruyucusu olan ve her şeyi bütün özellikleriyle kaydedip muhafaza eden Allah
hakikî : gerçek
hâlis : içten, samimi
havali : çevre, civar
hususî : özel
ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
inşaallah : Allah dilerse, izin verirse
istimal : kullanma
Kuddise Sirruhu : “Sırrı pak ve mukaddes olsun”
kuvve-i mânevî : manevi kuvvet, moral gücü
leyâli-i mübareke : mübarek geceler
medhal : katkı
musibet : belâ, felaket
münasip : uygun
Radıyallahu Anh : “Allah ondan razı olsun”
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
sebat : kararlılık
şakirt : talebe, öğrenci
şuhur-u mübâreke : mübarek aylar
tahşidat : şiddet, sıkıştırma
telâkki : kabul etme
teminat : güvence; kefillik
tesanüd : dayanışma
zındıka : dinsizlik, inançsızlık
ziyade : çok, fazla
Yükleniyor...