Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim; Sabri’nin tabiriyle, Risale-i Nur’un Zülfikar’ı olan Hizbü’l-Ekber-i Nurî, elhak, memulümüzün fevkinde gayet parlak ve güzel ve dikkatli ve sıhhatli ve yanlışları pek az bir tarzda Cenâb-ı Hakkın inâyetiyle vücuda gelmiş. Hâfız Ali, Tâhirî, Hâfız Mustafa bu vazifede elhak tam çalışmışlar. Risale-i Nur’un eline bir elmas kılıç verdiler.

Kardeşlerim; Bu kudsî hediyeniz bu şehre girdiği aynı zamanda, daha biz haber almadan memleketimizde talebeler bir kitaba başladığı zaman, Kürtçe “meftihâne” nâmında bir ziyafet verdiklerine tam bir misâl olarak, Risale-i Nur’un beş talebesi, ayrı ayrı köylerde, ne biz, ne onlar postadan haberimiz yokken, güya bu kudsî kitabın meftihânesi olarak herbiri, ayrı ayrı taamdan mürekkep bir küçük ziyafet nev’inde getirdikleri, hiçbir sebep yokken, bütün bütün âdete muhalif bir tarzda o beşlerin bu noktada ittifakı ve tevafukları, beşimiz, ben, Emin, Feyzi, Hilmi, Tevfik müttefikan karar verdik ki, tesadüf kat’iyen imkânı yok. Demek, buradaki medrese-i Nuriyenin meftihânesi olarak, rahmet-i İlâhiye tarafından bir keramet-i Nuriyedir.

Hem otuz günden beri ve İnebolu’dan her hafta bir iki defa geldikleri halde, hiçbiri gelmeden, birden, sebepsiz, bir has talebe, üç günde yayan olarak, Hizbü’l-Ekberle beraber geldi. İkinci gün, güya onun için gönderilmiş gibi; matbu Hizbü’l-Ekber-i Nuriyenin bir kısmını aldı, götürdü.
• • •
Önceki Risale: ( 142 ) / Sonraki Risale: ( 144 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Arabî : Arapça
Âyetü’l-Kübrâ risalesi : en büyük delil anlamına gelen Risale-i Nur’da bir bölüm; Yedinci Şua
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
beyan : açıklama, izah
bilâistisna : istisnasız
hakikat : gerçek, doğru
hizb : bölüm; Hizbü’l-Ekber-i Nuriye
inkılâp etme : dönüşme
ittifak : birleşme, birlik
izale etme : giderme, ortadan kaldırma
kat’iyen : kesin olarak
Katre Risalesi : Mesnevî-i Nuriye adlı eserde yer alan bir risale
keramet-i mâneviye : mânevî keramet
keramet-i Nuriye : Risale-i Nur’a ait keramet
matbu : basılmış, basılan
medrese-i Nuriye : Nur medresesi; Risale-i Nur’un okunduğu yerler
meftihâne : yeni bir kitaba veya yeni bir derse başlarken, talebelere hocası tarafından verilen başlama ziyafeti
muhalif : zıt, karşıt
mürekkep : oluşmuş
mütefekkirâne : tefekkür ederek, düşünerek
müttefikan : birleşerek, fikir birliğiyle
nev : tür, çeşit
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın herşeyi kuşatan sonsuz rahmeti
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un her bir bölümü
suret : biçim, şekil
suret-i daime : daimi bir şekil, biçim
taam : gıda, yiyecek
tefekkür : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme
tevafuk : denk gelme, uygunluk
ahcâr-ı semâviye : gök taşları, meteorları
Arabî : Arapça
aziz : çok değerli, izzetli, saygın
beşer : insanlık
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve azamet sahibi yüce Allah
elhak : gerçekten
elif : Arap alfabesinin ilk harfi
fevkinde : üstünde
haşiye : dipnot, açıklayıcı not
inâyet : Allah’tan gelen yardım, ihsan, iyilik
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak
mâna-yı işarî : işaret edilen mânâ
meftihâne : yeni bir kitaba veya yeni bir derse başlarken, talebelere hocası tarafından verilen başlama ziyafeti
melâike : melekler
memul : umulan, beklenilen
misâl : örnek
mübarek : hayırlı
nâmında : adında
pürşer : çok şerli, kötü
semâvî : gökten gelen
sıddık : çok doğru ve bağlı
sıhhatli : sağlam
şirk : Allah’a ortak koşma
şükr : nimetlere karşı memnunluk gösterme, Allah’a teşekkür etme
tabiriyle : ifadesiyle
tarziye : özür dileme
tevafuk : denk gelme, uygunluk
umum : bütün
vücuda gelmek : meydana gelmek
yekûn : bütün, toplam
Zülfikar : Hz. Ali’nin çift uçlu, kerametli kılıcı
Yükleniyor...