2 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ1 بِاسْمِهِ

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ دَقَائِقِ الْفِرَاقِ 3

Aziz, mübarek, sıddık, sadık, ruhum, canım kardeşlerim; Sizin beni çok mesrur eden son mektubunuza Isparta yoluyla cevap vermediğimin sebebi, benim, Isparta merkeziyle olan münasebetime buraca çok dikkat edilmesidir. Hem, öteki yolda size gelinceye kadar Risaletü’n-Nur’un müteaddit merkezlerinin istifadesidir.

Hüsrev kardeş, son mektubumda demişim: Hüsrev’lerin valideleri sebebiyet verdiler ki, bir seneden ziyade bir vakitten beri bütün talebelerin peder ve valideleri duaya dahil olmuşlar. Sakın yanlış zannetmeyiniz. Senin validen gibi, on seneden beri Risaletü’n-Nur’un has şakirtlerinin dairesinde bulunan orada çok âhiret hemşirelerim var. Onlar, yeniden başkalarının duaya dahil olmalarına sebep olmuşlar demektir. Size Risaletü’n-Nur’un kerametinin bu havalide zuhur eden çok tereşşuhatından bir iki hâdise beyan ediyorum.

Birisi: Hatip Mehmed (rahmetullahi aleyh) namında ciddî bir ihtiyar talebe, İhtiyarlar Risalesini yazıyordu. Tâ On Birinci Ricanın âhirlerinde ve merhum Abdurrahman’ın vefatının tam mukabilinde kalemi,
4 لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ yazıp ve lisanı dahi 5 لاٰۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ diyerek hüsn-ü hâtimenin hâtemiyle sahife-i hayatını mühürleyip, Risaletü’n-Nur talebelerinin imanla kabre gireceklerine dair olan işarî beşaret-i Kur’âniyeyi vefatıyla imza etmiş. Rahmetullahi aleyhi rahmeten vâsiaten.

İkincisi: Sizin telifiniz olan Fihristenin tashihinde, bir müstensihin noksan bıraktığı bir sahifeyi, Tahsin’e dedim: “Yaz” O da yazmaya başladı. Sim siyah bir mürekkepten ve temiz kalemle birden yazdığınız ikinci cilt fihristenin makbuliyetine hüccet olarak o siyah mürekkep güzel bir kırmızı suretini aldı. Tâ yarım sahife kadar bu garip hâdiseye taaccüp edip bakarken, o mürekkep sim siyaha döndü. Sahifenin öteki yarısı, aynı kalem, aynı hokka tam siyah yazıldı. Bir zaman Barla’da, bağlardaki köşkte, Şamlı Mes’ud ve Süleyman’ın müşahedesiyle aynı hâdiseyi başka şekilde gördük. Şöyle ki:

Ben, sevmediğim için siyah bir mürekkebi kısmen döktüm. Birden, mütebakisi, çok beğendiğim güzel bir kırmızıya tahavvül etti. Risaletü’n-Nur’un kâtiplerini şevklendirdi. Gözümüze silsile-i kerametin bir ucunu ve bir tereşşuhunu gösterdi.
• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Allah’ın adıyla.
2 : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
3 : Ayrılık dakikalarının adedince Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
4 : Ondan başka ilâh yoktur.
5 : Allah’tan başka ilâh yoktur.
Önceki Risale: ( 16 ) / Sonraki Risale: ( 18 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : son
âhiret : öteki dünya; öldükten sonraki sonsuz hayat
beşaret-i Kur’âniye : Kur’ân’ın müjdesi
beyan etme : açıklama
Fihriste : özet, içindekiler; Risale-i Nur’un Sözler, Mektubat ve On Dördüncü Lem’aya kadar olan kısmın içindekiler; On Beşinci Lem’a
hâdise : olay
hâtem : mühür, damga
havali : civar, çevre
hemşire : kız kardeş
hokka : mürekkeb kabı
hüccet : güçlü delil
hüsn-ü hâtime : güzel son, imanlı bir şekilde ölme
İhtiyarlar Risalesi : ihtiyarlarla ve ihtiyarlıkla ilgili çeşitli tahlillerin yapıldığı risale; Yirmi Altıncı Lem’a
işarî : işaret yoluyla
kâtip : yazan, yazıcı
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak görünen olağanüstü hâl ve fiil
lisan : dil
makbuliyet : kabul edilmiş olma
merhum : rahmete kavuşmuş, vefat etmiş
mukabil : karşılık
müstensih : yazarak çoğaltan
müşahede : görme, gözlem
mütebaki : geri kalan kısım
nam : ad
rahmetullahi aleyh : Allah’ın rahmeti onun üzerine olsun
Rahmetullahi aleyhi rahmeten vâsiaten : Allah bol bol rahmet etsin
Risaletü’n-Nur : Risale-i Nur’un diğer bir adı
sahife-i hayat : hayat sayfası
silsile-i keramet : keramet zinciri
suret : biçim, şekil
şevk : çok istek ve arzu, coşku
taaccüp etme : hayret etme
tahavvül etme : dönüşme
tashih : düzeltme
telif : yazma
tereşşuh : sızıntı
tereşşuhât : sızıntılar, izler
zuhur eden : meydana gelen, ortaya çıkan
Yükleniyor...