Aziz, sıddık, metin, sebatkâr kardeşlerimize; Biz, bu havalideki Risale-i Nur talebeleri namına sizlere pek çok selâmla beraber arz-ı şükran ediyoruz. Ve sizlere ebeden minnettarız ki, muktedir ve parlak kalemlerinizle bizleri hem uyandırdınız, hem yardım ettiniz. Bu vilâyeti, nuranî kalemlerinizle inşaallah Isparta’ya benzettireceksiniz. Ve bilhassa çok ehemmiyetli kardeşimiz kahraman Tahirî’nin parlak ve muvaffakkıyetli ve tevafuklu kalemi, kerametkârâne fütuhat yapıyor. Ve onun iki mâsumeleri ve mâsumların ve ümmî ihtiyarların rengârenk çeşit çeşit meziyetlerini gösteren yazıları bizleri teshir ediyor, herkesi şevkle okumaya sevk ediyor. Cenâb-ı Hak, sizlerden ebeden razı olsun ve sizi muvaffak etsin. Âmin.
Çok mühim ve mübarek kardeşimiz Hâfız Mustafa’nın bize verdikleri ehemmiyetli hâdise-i taarruziye haberi bizi hayrete düşürdü. Ve Üstadımızın o zamanda endişelerinin ve heyecanının hikmetini anladık. Bir hiss-i kablelvukuyla mütemadiyen bizlere der idi: “Dikkat ediniz, sebat ediniz! Münafıklar, taarruz plânı çeviriyorlar” diye bizi ihtiyata sevk ediyor, “Hem bir halt edemezler” diyordu.
Evet, Ispartalı kardeşlerimizin bize haber verdikleri gibi, bu ehemmiyetli hâdise-i taarruziyeye teşebbüs vukuu zamanında muhaberemiz kesildiği halde, mütemadiyen, her vakit Üstadımız, aynı taarruza mâruz bulunuyoruz gibi bizi, yani Emin ve Feyzi’yi ikaz ediyor, “Dikkat ediniz, dört cihetle bize taarruz var. Demir gibi sebat ediniz. Bir halt edemezler.” Biz de bakıyorduk ki, bizde birşey yok, hissetmiyorduk.
Hem, o gaybî hâdiseyi bertaraf etmek için, tam mutabık bir mektup bize yazdırıp size göndermiştik.
Çok mühim ve mübarek kardeşimiz Hâfız Mustafa’nın bize verdikleri ehemmiyetli hâdise-i taarruziye haberi bizi hayrete düşürdü. Ve Üstadımızın o zamanda endişelerinin ve heyecanının hikmetini anladık. Bir hiss-i kablelvukuyla mütemadiyen bizlere der idi: “Dikkat ediniz, sebat ediniz! Münafıklar, taarruz plânı çeviriyorlar” diye bizi ihtiyata sevk ediyor, “Hem bir halt edemezler” diyordu.
Evet, Ispartalı kardeşlerimizin bize haber verdikleri gibi, bu ehemmiyetli hâdise-i taarruziyeye teşebbüs vukuu zamanında muhaberemiz kesildiği halde, mütemadiyen, her vakit Üstadımız, aynı taarruza mâruz bulunuyoruz gibi bizi, yani Emin ve Feyzi’yi ikaz ediyor, “Dikkat ediniz, dört cihetle bize taarruz var. Demir gibi sebat ediniz. Bir halt edemezler.” Biz de bakıyorduk ki, bizde birşey yok, hissetmiyorduk.
Hem, o gaybî hâdiseyi bertaraf etmek için, tam mutabık bir mektup bize yazdırıp size göndermiştik.
Risale-i Nur talebelerinden
Nazif, Selâhaddin, Tevfik, Hilmi, Emin, Feyzi
Nazif, Selâhaddin, Tevfik, Hilmi, Emin, Feyzi
• • •