Risale-i Nur'da, birçok yerlerde, Üstad'ın ahir zaman mehdi-i azamı olarak tesmiye edilmesi doğru mudur? Çünkü risalelerde 2011 yılında mehdi-i azamın geleceği ifşa edilmiş?..

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Mehdi (ra)'in vasıfları ve ölçüleri mutlaktır; yani kim olduğu hususu açık ve net bir şekilde tarif edilmemiştir. Bu yüzden "şu şahıs veya bu şahıs mehdidir" demek zanni ve indi bir şeydir, kimseyi bağlamaz. Kendi şeyh ve liderini mehdi gören ve bilen birisi de mesul değildir.

Bu ölçüler dahilinde meseleye bakacak olursak; "büyük mehdi filanca şahıstır, bunu kabul etmeyen dalalettedir" gibi bir tavra girmek, hatalı ve batıl bir tavırdır. Zira büyük mehdinin kim olduğu hususu, mutlak ve ihtilaflı bir husustur.

Risale-i Nur'un kalıpları ve ölçüleri ile meseleye bakacak olursak; büyük Mehdi’nin iman, şeriat ve hayat olmak üzere üç vazifesi vardır. Büyük Mehdi bizzat kendisi iman vazifesini tesis ve temin edecek, geri kalan hayat ve şeriat vazifelerini de nurani cemaati ve takipçileri tamamlayacaktır. Zira bu üç vazifenin bir şahısta toplanması muhal bir şeydir.

İnsan ömrü ortalama altmış-yetmiş yıldır. Bu süre içinde üç vazifenin vuku bulması olağanüstü bir durumdur ki, bu âdetullaha ve imtihan sırrına zıt bir durumdur. Öyle ise büyük Mehdi, en mühim vazife olan iman vazifesini ifa edip, geri kalan vazifeleri cemaatine bırakacaktır. En makul ve gerçekçi mana budur. Üstad'ın, "ileride çıkacak" dediği şahıs veya şahıslar, ancak siyasi dairede ümmeti cem edecek harika bazı insanlar olabilir ki, bu zatlar da büyük Mehdi’nin plan ve programı dahilinde hareket eden insanlardır.

Üstad'ın, "2011'de Mehdi çıkacak" diye bir ibaresi yoktur. Bunlar, bazı hayalperest siyaset düşkünü meczupların uydurmasıdır. Tarihte bu tip meczuplar kesretle çıkmıştır, bunlara itibar etmemek gerekir.

Sosyal olaylar ve dönüşümler ağır aksak ilerler ve uzun süreçler isterler. Bazı aceleperest siyaset düşkünleri, bunu olağanüstü bir tarzda beklerler. Halbuki Allah, kainatta kanunlar ve sebeplerle iş görüyor. Habib-i Ekrem (asv)'i için dahi olsa adetullahnı bozmuyor.

Büyük mehdinin, tamir ve ıslahı uzun ve meşakkatli bir süreçtir, bu sürece kendisinin eşlik etmesi de mümkün değildir. Bu sürecin çileli ve sıkıntılı aşamaları olacağı gibi, mutlu ve saadetli aşamaları da olacaktır. Büyükler başlangıçta gelir, plan ve programını tesis ve tespit eder, kalan aşamaları ise takipçileri tamamlar. Bu mana hem dinin özüne hem de akla ve realiteye uygun bir manadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

sami
NUR-U İMANIN DİKKATİYLE o eşhâs-ı âhir zaman tanınabilir. 24. Söz
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
rahmani
On Sekizinci Âyet Şüphesiz Allah'a tâbi olan topluluk gerçek galiplerin tâ kendisidir. Mâide Sûresi: 5:56. Bu âyet meâliyle hizbullahın zâhirî mağlûbiyetinden gelen meyusiyeti izale için kudsî bir teselli verir ve hizbullah olan hizb-i Kur'ânînin hakikatte ve akibette galebesini haber verir.(1.Şua) ayetin ebcedi 1432=2011
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

1اِنَّ حِزْبَ اللهِ هُمُ الْغَالِبُونَ ’dir. Bu âyet meâliyle hizbullahın zâhirî mağlûbiyetinden gelen meyusiyeti izale için kudsî bir teselli verir ve hizbullah olan hizb-i Kur’ânînin hakikatte ve akibette galebesini haber verir ve bu asırda hizb-i Kur’ânînin hadsiz efradından Resâili’n-Nur şakirtleri tezahür ettiklerinden, bu âyetin küllî mânâsında hususî dahil olmalarına bir emâre olarak, makam-ı cifrîsi olan bin üç yüz elli (1350) adedi ile Resâili’n-Nur şakirtlerinin zâhirî mağlûbiyetleri ve bir sene sonra mahpusiyetleri içinde mânevî galebeleri ve metanetleri ve haklarında yapılan müthiş imha plânını akîm bırakan ihlâsları ve kuvve-i mâneviyeleri tezahür etmesinin Rûmî tarihi olan bin üç yüz elli (1350) ve elli bir (51) ve elli iki (52) adedine tam tamına tevafuku elbette şefkatkârâne, teselliyettârâne bir remz-i Kur’ânîdir.

Üstat ayetin ebced değerini 1350 (1929-1930)  olarak izah ediyor burada 1432-2011 rakamı telaffuz edilmiyor.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi (doğrulanmadı)
Ebced hesabı geçmişe işaretler düşmek için istimal edilmelidir.. Geleceğe fal bakmak şeklinde, hele de Nurlardan hesablar çıkarmak, beklenen şey gerçekleşmediği takdirde faydadan çok zarar verir.. Mehdi geldiğinde bizleri hizmet ederken bulsun, ebcedlerle oynarken değil..!
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
meşveret
Şimdi hakikat-i hal böyle olduğu halde, en birinci vazifesi ve en yüksek mesleği olan imanı kurtarmak ve imanı, tahkiki bir surette umuma ders vermek, hatta avamın da imanını tahkiki yapmak vazifesi ise, manen ve hakikaten hidayet edici, irşad edici manasının tam sarahatini ifade ettiği için, Nur şakirtleri bu vazifeyi tamamıyla Risale-i Nur da gördüklerinden, ikinci ve üçüncü vazifeler buna nisbeten ikinci ve üçüncü derecedir diye, Risale-i Nur'un şahs-ı manevisini haklı olarak bir nevi Mehdi telakki ediyorlar. O şahs-ı manevinin de bir mümessili, Nur şakirtlerinin tesanüdünden gelen bir şahs-ı manevisi ve o şahs-ı manevide bir nevi mümessili olan biçare tercümanını zannettiklerinden, bazan o ismi ona da veriyorlar. Gerçi bu, bir iltibas ve bir sehivdir, fakat onlar onda mes ul değiller. Çünkü ziyade hüsn-ü zan, eskiden beri cereyan ediyor ve itiraz edilmez. Ben de o kardeşlerimin pek ziyade hüsn-ü zanlarını bir nevi dua ve bir temenni ve Nur talebelerinin kemal-i itikatlarının bir tereşşuhu gördüğümden, onlara çok ilişmezdim
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
rahmani
Ayetlerin her asra her zamana bakan vecihleri olduğunu biliyoruz.Üstad burada ayetin kendi zamanındaki durumlarına işaretini göstermiş, ayetin başındaki "fe" harfini ebcede eklediğinizde 1432 tarihi çıkıyor.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
hayırlısı
Selamaleyküm İsbat etmeye , sağa sola çevirip , yan yatıp , çamura batmaya gerek yok , Resul-ü Ekrem A.S. dan gelen rivayetlerdeki gibi deccal ve Mehdi beklemek biraz gülünç olur ; çünkü tıpatıp zahiri mana ortaya çıksa zaten imtihan sırrı da kalmaz , ama ölümün ve kıyametin gizli olması misillü Mehdi A.S. ın da gizli olması hikmetli olsa gerek , çünkü hangi cemaate gitseniz , şeyhini veya üstadını Mehdi biliyor , öylece hizmetine devam ediyor , ne önemi varki demeyelim , insana güzel bir şevk veriyor , kırbaçlıyor , daha fazla hizmet iştiyakı veriyor . Tabi illaki şahış olarak Mehdi yi ararsak , bilmemiz lazım ki ; Mehdi nin vakkoyla , ünlü markalarla ,mankenlerle işi olmaz , tazyikattan gelen sıkıntıdan hizmet mahallini terkedip başka bir ülkeye gitmez , bildiğimiz ve gizlenen tarihte apaçık yazılanlar gibi , önünde kimse duramaz , kimse onu ortadan kaldıramaz , hiç kimse onun başını eğdiremez , hizmetine maddi hiçbir engel karşı duramaz , korkudan gelen hastalıktan dolayı tevillere başvurup deccalleri , firavunları övgülerle yadetmez , hakikatleri herkesin gözüne iki parmağını sokarcasına söyler diye tahmin ediyorum . Asırlar boyu İslamiyetin bayraktarlığını yapmış ve hilafeti boynunun borcu bilmiş , her harekatını İslama bina etmiş Osmanlı Devlet-i Ali sinin dini elinden alınıp , tarumar edildiğinde , böyle bir milletin evlatları imansız , oruç yiyip , Kur'an okumaları yasaklanırken ve de türkçe ezanlarla uyanırlarken MEHDİ gelmeyecek de , Kur'an-ı Kerimin bedava ve serbestane dağıtılıp camilerin dolup taşdığı , Arapça ezanların bangır bangır okunduğu bu zamanda mı gelecek , hadi çocuklar güldürmeyin beni . Bazı meseleleri kafamıza sığıştıramıyorsak , Hz. Mehdi A.S. ı kafamızın içinde hapsedip ta bu zamana kadar bekletip , geciktirmenin ne manası var . Bırakın Mehdi A.S. gelmiş olsun ve belkide gitmiştir. Biz bize yakın olan tarihlerde yapılan hizmetleri çok küçük görüyoruz çooook , yakın ya , elimizi atsak yetişiriz ya ...
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karibim
Selamün Aleyküm Değerli Kardeşlerim..! Öncelikle Hz Mehdi a.s ile ilgili bazı bilgileri sizler ile paylaşmak istedim çünkü bu mesele bu günlerde oldukça popüler oldu.Hz Mehdinin iki boyutu vardır 1- cisi Şahsi manevi boyutu ki bunu şöyle izah edeyim ; Ruhsal boyutta bir Mehdilik makamı vardır.Seyri sülük yapanların veya Dinen Allah c.c ye yakinlik hasıl olmaya başlayanlar yani bu yolda gidenlerin bu ruhsal makamı imtihan olarak geçmeleri gerekir. bu yolun yolcularının karşılaştığı bir makamdır yani müslüman mübminlerin .Ayrıca Her Dini Tebliğ eden Müslüman-Mübmin manevi alemde ve zahir alemde bir nevi mehdidir,bu makamı şahsiyeden güç alarak seslenir ve güç alır. 2-cisi ise gerçek ten Hz mehdinin zatı şahsiyesidir .Bunu şöyle bir örnekle örnek verelim valilik bir makamdır ancak valilik şahsiyeti de vardır.Bir şahıstır, aynı zamanda.Her valiye o makamın sahibi denmez, o makamda Vali denir.Makamın sahibi ise ilahi evvelde kararlaştırılmış Hz Mehdidir.O valilik makamın temsili suretidir. Ancak en yüce makam Resululah s.a.v e aittir.Tüm makamlar s.a.v nedeniyle yaratıldığı için mehdi de onun kölesidir veli de..gerçekte Mehdi de odur hadi de..Yani yazılmış hali Kuran ,İnsan olarak(Suret olarak) Hz Peygamberimizdir.s.a.v.dir. Hz Mehdi a.s aslın suretidir.Bu nedenle soyundan dır. Bugün Bu kadar mehdilik iddaların dan anlıyoruz ki Hz mehdi şahsen de zuhur etmiş olmalı inancımca. Ancak Mehdiyet makamından etkilenenlerin sayısı da bir hayli artmış durumda. kimisi her tebliğ eden müslümanın mehdilik makamında olması nedeniyle kendisini makamın aslisi zan ederek bu durumdan kendisini kurtaramıyor ve mehdi diye karşımıza çıkıyor. Allah yardımcıları olsun..Evet Mehdilik makamı manevisi her müslümanın Allah ın rızası ve sevgisini kazanmak istediği için yani cennetlik olmak isteği..maksatıyla amel etmesi yönünden cazibesi yüksek çoğu müslümanın istediği şeydir. Ancak bu makam imtihandır. Allah ve Resulullah sevgisi her makamın üzerinde dir.Böyle de olmalıdır. Bu cihetle Hz. Mehdinin geldiğine inanıyorum; her an çıkacagını düşünüyorum..Ancak öncelikle her kes kendi şahsi manevisin de ki cihata devam etmeli takvasız nefis (bozukluğu olan nefis) denilen deccalin elinden nefsini kurtararak bir nevi iç dünyasının şahsi manevi mehdisi olmalıdır. Zaten içte olanlar dışarıda zahir alemde gördüğümüz alemde zuhur edecek..Hz Mehdinin gelişi bizlere Şahsi manevide güç ve destektir.Bunu iyi değerlendirelim ve Allah a layık kul Hz Peygamberimiz s.a.v laik ümmet olmaya çalışalım. Allah a emanet olun saygılarımla.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...