Risale-i Nur'da kadının sosyal hayattaki yeri nedir, kadının çalışması uygun mudur?
Değerli Kardeşimiz;
Bediüzzaman Hazretlerinin, dinimizin kadınlara taalluk eden vazife, sorumluluk ve hürriyet ile alakalı hükümlerinden farklı bir şey söylemesi mümkün değildir.
Dinimiz ise; kadınların kendilerine terettüp eden asli vazifelerini ihmal etmemek kaydıyla, helal dairesinde, onların eğitimlerine, öğrenimlerine, meslek sahibi olmalarına, ticaret yapmalarına ve buna mümasil faaliyet ve çalışmalarına bir kayıt koymamıştır. Resul-ü Kibriya (asm)'dan başlamak üzere, dinimizin hakkıyla yaşandığı dönemlerde, kadınlarla ilgili mezkur faaliyet ve çalışmaların olduğunu öğrenmekteyiz.
Üstad Hazretleri kadınları nazik, latif, terbiyede temel unsur, yüksek ruhlu, şefkat abidesi ve kahramanları olarak görmektedir. Bu vasıflarla takdir ettiği hanımların, bu asrın art niyetli insanları tarafından hak etmedikleri ve layık olmadıkları şekillerde kullanılmalarından ciddi manada üzüntü duymuştur.
Kadının çalışma zorunluğu varsa, çalışma şartlarında, İslam’ın koyduğu esaslara ve ölçülere göre hareket etmek iktiza eder. Erkek ile kadının aynı çalışma şartlarında tesettüre riayet etmeden bir arada bulunmaları İslam’a ve fıtrata zıttır. Şayet kadın çalışmaya mecbur ise, yani nafakasını temin edecek kimsesi yok ise, tesettüre ve İslam’ın edebine riayet etmek kaydı ile çalışabilir, bunun bir mahsuru yoktur.
Hanımlara; kendilerini layık olmadığı tarzda kullanmak isteyen insanlara ve cereyanlara karşı nasıl davranacaklarıyla ilgili şu tavsiyelerde bulunmuştur:
Kendilerini muhafaza etmelerini, hak ve hukuklarını koruyarak alet olmamalarını, icabında kendi hayatlarını kendileri kazanıp, naehil ve liyakatsiz erkeklerin tasarrufu altına girmemelerini, sabır, metanet, feragat ve fedakârlıkta bulunarak, kendilerini ucuza satmamalarını, izzetleri ve şerefleriyle yaşamalarını tavsiye etmektedir.
Bediüzzaman Hazretleri, hanımların en güzel tahassüngahlarının evleri olduğunu, eğlencesinin ise çocukları ve evlatları olduğunu, asrın tehlikelerine karşı sabır ve metanetle kararlılık göstermelerini ifade etmektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Üstad hazretleri Lemaat'ta, "kadınlar yuvalarına dönmeli" derken Tesettür Risalesi'nin akabinde maişet için serseri bir kocanın tahakkümü altına girmektense köylü kadınları kendi nafakaları için çalışmaları nevinden nafakalarını çıkarmayı tavsiye ediyor. Bu hususu nasıl anlamalıyız.
Bir kadının serseri ve ahlaksız bir erkeğe bağlı kalmadan, kendi maişetini tedarik etmesi mümkündür. Bu durum "kadınlar yuvalarına dönmeli" ifadesine zıt değildir. Çünkü, bir kadının evinde de maişetini tedarik etmesi mükündür.
Netice olarak; bir hanım efendinin ailenin maişetine katkıda bulunması, ya da bizzat kendisinin evin maişetini tedarik etmesi, İslamî esaslara uygun olmak şartıyla mümkündür.
İslamî usllere uygun olarak çalışmak nasıl mümkün olsun, yalnızca hanımların çalıştığı bir mekan mı? Yoksa zaruri hallerde erkele kadının bir arada çalışması mümkün müdür?
Yani namahremlerle ölçüleri aşacak şekilde olan mübaşeret olmadan ve tesettürüne güzelce dikkat ettikten sonra çalışabilir. Misal olarak aklıma ilk gelen, sadece bayanların çalıştığı bir giyim-dikim atelyesinde çalışmak gibi. selametle.
Bir de hep şu denir.
Bence genelleniyor. Kadın çalışınca evde iki horoz var, tavuk yok. Bunu dini kesimden çok fazla duydum. Evet öyle olan vardır. Ama kendini bilen kadınlar da vardır. Genellemek çok yanlış. Kadının güçlenmesi, eğer kişilikliyse ona zarar vermez. Bu güç zehirlenmesi erkeklerde de var. İnsanın nefsinde var. Karun servetle şımarık olup helak olup gitti.