Risale-i Nurlar neden sadeleştirilmiyor, herkesin anlayacağı hâle getirilmiyor?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Risale-i Nur'un dilinde, ekseri olarak Allah’ın isimleri ve sıfatları ve Kur'ani tabirler hakim ve galip olduğu için, bunları gayret edip öğrenmek elzemdir. Kısacık dünya hayatını temin için her şeyi öğrenmeye çalışıp çabalamak aklın gereği ise, ebedi hayatın vesikası hükmünde olan dini tabirleri öğrenmek; hem aklın hem de hakikatin gereğidir.

Risale-i Nur'un dili; hem dinimizi öğrenmek açısından, hem de geçmiş kültürümüzü talim açısından bir köprü vazifesi görüyor. Onun için kuşaklar arasında kesinti ve kopukluk olmamak için, ceddimizin dilini öğrenmek ve öğreten eserleri tahrif etmemek gerekir.

Risale-i Nur'a bizim adapte olmamız lazım, yoksa onu kendimize adapte edersek hakikate zulüm olur.

Risale-i Nur manevi ve İlhami bir tefsirdir, kelimelerini ve cümlelerini tam manası ile tercüme etmek ve sadeleştirmek mümkün değildir. Bu yüzden gayret edip orijinal diline aşina olup, orijinal manalarını talim etmeliyiz. Sonuçta sadeleştirme işini de birisi yapacağı için, onun anladığı ile kısıtlı kalacak; halbuki "Said Nursi ne demek istedi" ile "filanca ne dedi" arasında çok azim bir fark vardır.

Risale-i Nur'u talim aşamasında; farklı vasıtalardan faydalanmak güzeldir. Lügat kullanmak veya onu izah eden başka kaynaklardan faydalanmak iyidir. Bazı neşriyatların yaptığı kelime açıklamalı kitaplardan faydalanmak güzeldir.

Bütün araçların ve vasıtaların tek amacı olmalı; o da Risale-i Nur'u anlamaktır. Bu gaye esas alınırsa, araçlardan faydalanmanın bir mahzuru yoktur. Öyle ise sadeleştirme yerine, bu gibi vasıtalardan faydalanarak anlamaya çalışabiliriz.

İlave bilgi için tıklayınız:

Risaleleri Şerhetmek ya da Sadeleştirmek Uygun mu?

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

EnesKanaat
Risale-i Nur, rahnelenen (yaralanan) Türkçe'mize çok önemli ve değerli Kur'anî ve İslâmî kelimeleri kazandırarak büyük hizmet yapmaktadır. Mesela, Kitab-ı Mübîn İmam-ı Mübîn, Ahsen-i Takvîm, Esfel-i Sâfilîn, A'lâ-i İlliyîn bu kelimelerden bazıları olmaktadır.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
EnesKanaat
1932 yılında kurulan Türk Dil Cemiyeti (Bugünkü Türk Dil Kurumu) lisanımızda yer alan Arapça ve Farsça kelimeleri çıkartarak lisanımızın İslâmiyet'le ve Kur'anla bağlarını koparmaya çalışmıştır. Emirdağ Lahikasında ise Türk lisanın sadmelere (darbelere) uğramasından ötürü Risale-i Nur'un lisan üzerinde de imam olacağına, yani yarın halis Türkçe olan Risale-i Nur'un imtiyaz kazanacağına ve diğerlerinin terkedileceğine dair Kur'anın işaretinin bulunduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, Emirdağ Lahikası'nda bulunan söz konusu hususun hayatımızda bir düstur olması gerekmektedir.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
YusufEsma

Sadeleştirilme konusu anladığım kadarıyla pek uygun görülmüyor. Genç nesillerin rahat bir şekilde anlayabilmesi ve Kuran hakikatlarına ilgili olması için ''okuma - anlama- anlatma '' yöntemler üzerinde kafa yormak daha faydalı diye düşünüyorum.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...