Risale-i Nurlarda irade konusu nasıl işlenmiştir? Maturidi ve Eş'ari'nin savunduğu düşüncelerden farklı olarak savunduğu meseleler var mıdır?
Değerli Kardeşimiz;
Üstadımız cüz-i iradenin aslını, meyelan kabul etmektedir. Meyelan ise; varlığı ve yokluğu tartışılan, harici vücudu olmayan, isbat ve inkar edilemeyen nisbi ve itibari şeylerdir.
İnsanlar iradesi olmayan mahluklar gibi değildir. Allah (cc) ise; adil olduğundan, imtihana müsaid yarattığı kullarına, iradeleriyle rahat kullanabileceği, meyelan dediğimiz bir saha bırakmaktadır. Bu hareket sahası olmazsa; kul baskı altında kalır. Akibetinden dolayı ceza ve mükafat söz konusu olamaz.
İşte Adil-i Hakim olan Allah (cc); insanlara ve cinlere meyalan dediğimiz bir mahiyet vermiştir. Bizler de bu meyelanı istediğimiz gibi kullanır ve istediğimiz gibi değiştirebiliriz.
Meyelanlar mevcut kabul edilmediğinden dolayı, itibari şeyler olduğundan; insanın iradesinin bu sahada rahat cevelan etmesi, Allah’ın kudretine ve saltanatına bir nakise ve eksiklik getirmez ve gölge olamaz.
Mesela; insanlar, meyelanın dışındaki bütün eşya ve mahlukata, irade noktasında müdahil olması mesuliyeti icab ettirdiği gibi; fikren sahiplenmeye kalkması da inkarı ve şirki işmam eder. Hele fiilen müdahelede ise; beşer, ya aciz kalır veya sanatı bozar başına bela eder. Bu meseleler meyalanın dışında kalan ve bizim irade noktasında müdahil olamayacağımız yasak bölgelerdir.
Fakat imtihana girmeye esas olan ve sonucuna katlanmayı istilzam eden meyelandaki tasarruf tamamen kula aittir. Bu aitlikte iman ve itikat noktasında Allah’a karşı bir isyan, -haşa- bir mukabele ve müdahele söz konusu değildir. Zira meyelan grubuna giren şeyler mevcud olmadığından, kulun tasarrufu altında değerlendirilir.
Mesela ağaç, insan, iklim, atom vs. gibi şeyler irade ile mahiyetleri değişmez. Bunlar mevcutturlar, itibari değillerdir. Herkesçe bilinen hususiyetleri ve özellikleri vardır. Bu kısımlar meyelanın dışındadır. İnsan iradesinin tasarrufu altında değildir.
Fakat itibara göre değişen, varlığı isbat edilemeyen, insanın iradesiyle mahiyet değiştiren, mahlukat ve mevcudat grubuna girmeyen sahalar, meyelandır; bu saha insanın iradesinin tasarrufu içerisindedir.
Örneğin sağ sol, ön arka, alt üst, büyük küçük, uzun kısa, kilo, metre, derece ile; vurmak, yürümek, yemek yemek, öldürmek gibi mek- mak eki taşıyan her şey meyelan olup, kul bu meyelanları iradesiyle istediği şekle çevirebilir.
Misal olarak şöyle diyebiliriz; Allah (cc) kolu yaratmıştır, fakat sağ kol ya da sol kol diye ifadelere biz itibar ederek öylece isimlendirmişiz. Cenab-ı Hak ağacı yaratmıştır. Ancak uzunluk ölçüsü olan metre insanların itibariyle zuhur etmiştir.
Mesela koyun tavşandan büyüktür, deveden küçüktür. "Koyun büyük müdür, küçük müdür?" Sorusuna cevap verilmez. Çünkü neye göre ifadesi, itibarı ortaya koyar, nispi bir mukayese icab ettirir. Yürüyen bir insanı gösteririz. Ancak "yürümek" denen mefhumu gösteremeyiz. Çünkü itibari şeyler, mevcudlar gibi gösterilemezler, ispat edilemezler.
İşte insandaki cüz-i iradenin hareket sahası olan meyelanlar mezkür misallerde olduğu gibi; vücudları olmadığından, insanların rahat hareket edeceği imtihani şeylerdir.
İşte; ilk çıkış, niyetin ilk basamağı ve iradenin ilk hareket noktası olan meyelanlar tamamen kulun insiyatifinde olan noktalardır. Bundan sonraki merhaleler hep Allah’ın takdiri, iradesi ve halk etmesiyle meydana gelir. Sadece ilk çıkış veya ilk başlangıç diyebileceğimiz, meyelanlar da olmazsa; insanlar imtihana giremezler ve sonuçlar ise; zulüm olur. Allah (cc) ise; bundan münezzehdir.
İmtihana giren talebe imtihan salonunun tertibi, düzeni ve tanzimi ile ilgili hiçbir şeyden sorumlu değildir ve onlara karışamaz. Çünkü oralara müdahelesi söz konusu olamaz. Ancak imtihan kağıdına istediğini yazmakta serbesttir. Burada dilediği gibi hareket edebilir. İmtihan süresince serbestiyeti vardır. Dilediği gibi hareket ettiğinden sonucunada katlanır. İşte imtihan budur. İsterse talebe matematik imtihanında resim de çizebilir veya hocasına isyankâr cümleler de yazabilir; bu da serbesttir.
İşte bu misal gibi; dünya imtihanı da buna benzer. İnsanlar ömür sayfalarını kendilerine verilen iradeleriyle, meyelan kalemleri ile doldururlar. Bu muamelede gayet serbesttirler. Allah’ın uluhiyetine müdahele kesinlikle söz konusu değildir. Bu şartlarda imtihan olanların akibetleri de adalet noktasından muhasebeye tabi tutulacaktır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Hayvanların şuuri olmayan iradeleri vardır. Bu irade ise, hak ile batılı birbirinden ayıracak bir irade değildir. Yalnızca hayatını devam ettirecek kadardır. Melekler ise hak ile batılı birbirinden ayıracak bir şuura sahiptirler. Ancak iradeleri şerre kapalıdır. Sadece hayra çalışır.
Maturidi ve Eş'ari hakkındaki sorunuzun cevabı için tıklayınız
Hocam 9.paragrafta "vurmak,yürümek,yemek yemek,öldürmek gibi mek mak eki taşıyan şeyler meyelandır "yazıyor.
Burada yürümek diye anlatılmak istenen sadece çıplak olarak bu fiil köküdür.Yoksa bizim yürümek kesbimize binaen Allah'ın yaratmış olduğu yürüme fiilimiz değildir.Dogru mu?
Allah razı olsun