"Risale-i Nur'un mümtaz bir hasiyeti, imanın en son ve en küllî istinad noktasını, kuvvetli ve kat'î beyan olduğundan; bu hasiyet Âyet-ül Kübra Risalesi'nde fevkalâde parlak görünüyor." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nurlar Kur’an’nın bu asra hitap eden kuvvetli bir manevi tefsiridir. Bu sebeple günümüzün bütün manevi ve fikri hastalıklarına tam bir ilaç ve reçete hükmündedir. En son ve en külli ifadelerinde kastedilen mana, Risale-i Nurların insanların teraküm etmiş bütün menfi fikirlerine tam ve tatmin edici bir tefsir olmasıdır. Yani Hazreti Adem (as)’dan bu yana insanlığın mahsulü olan bütün menfi felsefe ve doktrinler, bu zamanda birikip Kur’an’a hücum ettiği için, elbette onlara cevap niteliğinde olan Kur’an manevi tefsiri olan Risale-i Nurlarında o külliyette ve o derinlikte olması iktiza eder.
Allah bu asrın manevi hastalıklarına ilaç olacak nurları Risale-i Nurlar aracılığı ile insanlığa bahşetmiştir. Ve bu ilaç hükmünde olan Risale-i Nurlar bütün dinsizliği ve menfi fikirleri çürütecek ve hakkı bütün yönleri ile ispat edecek bir mahiyettedir. Risale-i Nurların cüzleri içinde de tevhidi ispat edip küfrü ilzam eden en haşmetli ve en mükemmel delil Ayet-ül Kübra Risalesidir. Bu paragrafta, bu risalenin önemine işaret ediliyor.
Özet olarak, küfür bütün gelişmiş silahları ile Kur’an’a hücum ederken, Kur’an da en son ve en mükemmel savunma kalkanı ile mukabele ediyor.
Küfrün gelişmiş silahları materyalist felsefe iken, Kur’an’nın bu felsefeye bu zamandaki en mükemmel mukabelesi Risale-i Nurlardır ve Risale-i Nurlar içinde de Ayet-ül Kübra risalesidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü