Risalelerde yer alan: "Benim insanlara Cenâb-ı Hak tarafından bi'setim ve gelmemin ehemmiyetli bir hikmeti, ahlak-ı haseneyi ve güzel hasletleri tekmil etmek ve beşeri ahlâksızlıktan kurtarmaktır.” ifadesine, Üstad’ın ilaveler yaptığı iddia ediliyor...
Değerli Kardeşimiz;
İtiraz Edilen Kısım:
“Hem hadsiz salât ve selâm ol Peygamberimiz Muhammed Mustafa Aleyhissalâtü Vesselâm üzerine olsun ki, demiş: جِئْتُ ِلاُتَمِّمَ مَكَارِمَ اْلاَخْلاَقِ Yâni 'Benim insanlara Cenâb-ı Hak tarafından bi'setim ve gelmemin ehemmiyetli bir hikmeti, ahlak-ı haseneyi ve güzel hasletleri tekmil etmek ve beşeri ahlâksızlıktan kurtarmaktır.' "(1)
İddia:
Hadis, Muvatta’da şöyledir: «.ﻕﻼﺨﻷﺍ ﻥﺴﺣ ﻡﻤﺘﻷ ﺖﺜﻌﺑ »
Hadisin anlaşılır meali ise şöyledir: "Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim."
Said Nursî, hadisteki "buistu" kelimesini "ci'tu"; "husne’l-ahlâk" ibaresini de "mekârime’l-ahlâk" şeklinde rivayet etmiştir. Gariptir, hadisin tercümesinde ise hem "bi'set", hem de "ahlâk-ı hasene" kelimelerine yer vermiştir.
Müstedrek’te Hâkim ve Sünen’de Beyhakî de, «.ﻕﻼﺨﻷﺍ ﺢﻟﺎﺼ ﻡﻤﺘﻷ ﺖﺜﻌﺑ » lâfzıyla rivayet etmişlerdir.
Mana ile rivayet etmek, sadece hadis müdevvenatının içermediği hadisler için caizdir. Aksi takdirde, hiç kimsenin herhangi bir musannıfın kitabında yer alan bir hadisin lâfızlarını değiştirerek, onun yerine aynı manayı ifade eden başka bir lâfza yer vermesi doğru değildir. Çünkü, bu ruhsat, sadece lâfızları ezberleyemeyen ve onları aynen aktaramayan kimseler içindir. Yazılı sayfa ve kitaplarda böyle bir durum söz konusu değildir.
İddiaya Cevap:
İtirazcının da gösterdiği gibi, başka bir çok hadis rivayeti gibi bu hadis rivayeti de farklı hadis kaynaklarında farklı kelimelerle gelmiştir. Örneğin; Muvatta ‘da “hasene’l-ahlak”, Hâkim ve Beyhakî’de ise , “saliha’l-ahlak” ifadesiyle rivayet edilmiştir. Bu iki farklı rivayetler bile, alimler prensip olarak hadisleri “bilmana” rivayet ettiklerini göstermektedir. Bu alimlerin bu farklı kelimeleri kullanmalarına ses çıkarmayanlar, Bediüzzaman’ın zikrettiği rivayete de itiraz etmemeleri ilmî insafın bir gereğidir.
Keza Ahmed b. Hanbel’in rivayet ettiği hadiste “saliha’l-ahlak”, Bezzar’ın rivayetinde ise, -Bediüzzaman’ın zikrettiği hadiste olduğu gibi- “Mekarime’l-ahlak” ifadesine yer verilmiştir. Hafız Heysemî bu iki rivayetin de sahih olduğunu söylemiştir.(bk. Zevaid, 9/15).
Söz konusu hadisin ifadesi bağlamında, “gönderildim” ile “geldim” sözcüğü arasında bir fark yoktur. Çünkü, konu peygamberle ilgili olunca, gelen peygamber, gönderilen peygamber demektir. Kaldı ki, bu kelimenin herhangi bir hadis rivayetinde geçmediğini söylemek için matbu ve mahtut, hatta mefkud olan bütün hadis kaynaklarını gördükten sonra böyle bir karar verebilirsiniz.
Mana bakımından birbirinin yerinde kullanılabilen, asıl manaya hiçbir zararı olmayan bir kelimeyi serişte ederek, Bediüzzaman gibi bir allameyi hedef tahtasına oturtmak, art niyetten başka bir şeyle izah edilemez.
(1) bk. Hutbe-i Şamiye.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü