"... Risalet-i Ahmediyenin (a.s.m.) hakkaniyetine bütün enbiyanın nübüvvetlerini hüccet gösterip, 'Onların umumunu inkâr edemeyen, bu zâtın risaletini hakikat noktasında inkâr edemez.' hikmetiyle..." ifadesini açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Geçmiş peygamberlerin peygamberliklerine dair bütün mucize ve delilleri, Peygamber Efendimiz (asm)'in nübüvvetine bir delil bir misaldir. Zira nübüvvet köklü ve canlı bir ağaç gibidir. Kökü mazideki yüz yirmi dört bin peygamber ve onların göstermiş oldukları mucizelerdir. Meyve ve neticesi ise Peygamber Efendimiz (asm)'dir.
Ağacın kök ve gövdesi ne kadar sağlam ve canlı ise, meyvesi de o kadar sağlam ve hayatlı olur. Peygamberlik ağacının en kamil meyve ve neticesi Peygamber Efendimiz (asm)'dir.
Nübüvvet mesleği Peygamber Efendimiz (asm) ile ortaya çıkmış yeni bir ihdas değil, kökü ve teamülü insanlıkla başlayan eski ve yerleşmiş bir meslektir. Geçmiş peygamberlerde peygamberliğe ait ne kadar hususiyet varsa, bu hususiyetlerin en kamil ve mükemmel şekli Peygamber Efendimiz (asm)'de tezahür etmiştir.
Nübüvvet ağacını ve silsilesini inkâr edemeyen birisi, Peygamber Efendimiz (asm)'in nübüvvetini de inkâr etmez ve etmemelidir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü