Sahabelerin, kıyameti kendilerine yakın telakki etmelerinin hikmetini, Üstadımız "Kıyameti bekleyiniz, intizar ediniz. " hadis-i şerifinin bir "illet cephesi" bir de "hikmet-i ibham cephesi"ni nazara veriyor, izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kıyametin vakti meselesinin gizli ve belirsiz bırakılmasında hikmet ile illet ayrıdır.
Hikmet açısından kıyametin vaktinin belirsiz bırakılması gerekiyor. Zira kıyamet, şahsi ecel gibi insanları teyakkuza ve kalbi uyanıklığa sevk ediyor.
İllet ise ayetin ya da Peygamberimiz (asm)'in kıyametin vaktini tayin etmeyi men etmesine bakar. Yani Allah ve Resulü (asm) yasak ettiği için, sahabeler kıyametin vakti hususunda araştırma ihtiyacı hissetmemişler. Ki kendilerinden bin beş yüz yıl sonra vuku bulacağına muttali olsunlar.
Sahabeler kıyametin dünyaya bakan cihetinden değil, ahirete bakan cihetinden faydalanmak için hemen kopacak gibi telakki etmişler.
Zaten kıyametin müphem ve gizli olmasının sırrı; insanın her an teyakkuz içinde olup, ölümün ahireti hatırlattığı gibi ahireti hatırlatması içindir. Sahabeler nefsini ıslah etme noktasında kıyametin bu argümanını kullanmışlar.
"Yoksa vuku-u muayyene dair bir vahyin hükmüyle değildir ki hakikatten uzak olsun."
Bu cümlede ayet-i kerîmenin kıyametin ne zaman kopacağını açıkça ifade etmediğini ve bu yüzden de sahabenin de buna uygun bir tavır aldığına işaret ediyor. Kıyametin ne zaman vuku bulacağına dair bir vahiy bulunmuyor. Bu da sahabenin tavrının ne kadar makul ve mantıklı olduğunu gösteriyor.
Sahabe efendilerimiz, kıyameti de yarın kopacak gibi beklemişler, çok müteyakkız davranmışlar, bir an bile gaflete düşmemişlerdir.
Kıyametin ne zaman kopacağı ayetlerde sarih olarak bildirilmediği için, her asırdaki insanlar, yarın kıyamet kopacak gibi ölüme hazırlıklı olsunlar...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü