"Sen, o vaziyetleri çok cihetle ve çok manevi sinemalarla görebilir ve girebilirsin diye anladım." Manevi sinema hakkında bilgi verir misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hakikat noktasında yokluk diye bir şey yoktur. Bu sebeple varlık sahasına çıkan her şey; İmam-ı Mübin denilen İlm-i İlahiden çıkıp geliyor. Yani maddi vücuda intikal etmeden önce, her şey ilmi bir vücut ile sabittiler. Allah, ezeli ilmindeki bu varlıklara maddi bir vücut tayin edip, maddi aleme intikal ettiriyor. Bu varlıklar maddi alemde manasını ifade ettikten sonra, ölüm vasıtası ile maddi varlıklarını bırakıp, manevi ve ilmi varlıklarını, varlığın değişik boyutlarına taşıyorlar. Üstad Hazretleri bu boyutlardan bazılarını burada zikrediyor. Bunlar ilm-i İlahi, onun en azami tecellisi olan Levh-i Mahfuz, misal alemindeki yansımalar, insanların hafızaları, zamanın da bir hakikati olan Levh-i Mahv-ı İspat gibi boyutlardır. Bunlardan hepsinde varlığın bir izdüşümü, bir yansıması mevcuttur.

Hatta Allah’ın ilmindeki varlık boyutu, maddi varlık boyutundan daha sağlam ve daha rasihtir. Bu sebeple varlıklar maddi formatını kaybetmekle yokluğa gitmiş olmuyorlar, sadece boyut değiştiriyorlar. İnsanın ruh ve bazı latifeleri, maddi kayıtlardan azade olmasından dolayı, bu varlık boyutları ile irtibat ve alaka kurabiliyor. Ruh ve bazı latifeler, zaman ve mekan kayıtlarının üstüne çıkıp, o varlık boyutlarında dolaşırken, o geçmiş varlıkları da gözlemleyebilir.

Mesela; nuraniyet ve letafet kazanmış bir ruh, zamanın üstüne çıkıp, eski zamanda vuku bulmuş, Bedir Savaşı'nı müşahede edebilir. Ama seyrettiği vaka maddi değil, başka bir boyuttur. Bu sebeple zaman tüneli gibi, bir ham hayal nazarı ile bakılmamalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...