Sevk ve şevk hisleri hakkında bilgi verip, vicdan ile alakasını, birlikte nasıl çalıştıklarını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Kuvve-i saika: Şuuru olmaksızın bir şeye sevk olunmaktır. Buna "sevk-i İlahi" de denir. İnkarcı filozoflar buna "sevk-i tabii" veya "içgüdü" adını veriyorlar.
Mesela arının mükemmel ve hikmetli vazifeleri görmesi sevk-i İlahi olan saikaya güzel bir örnektir. Yani Allah arıya ne yapacağını saika duygusu ile talim ediyor; onu bu duygu vasıtası ile yönlendiriyor.Yoksa aklı ve şuuru olamayan arının, o hikmetli ve mükemmel vazifeleri kendi başına görmesi ya da kör ve sağır tabiatın sevki ile yapması imkansızdır.
Saikanın insan bünyesinde nasıl işlediği ve mahallinin keyfiyeti ile geniş bir bilgi elimizde mevcut değil.
Kuvve-i şaika: Canlılardaki şevk ve motive duygusudur. Allah, mahlukatına yapacağı vazifeleri saika ile bildirirken, o vazifelere karşı istek ve arzuyu da şaika duygusu ile takviye ve teyit ediyor. Tabi bu saika ve şaika duyguları her canlıda aynı derece ve mertebede görünmez. Ama bu duygular insanlarda daha cami ve daha mükemmeldir.
İnsanların içinde lezzet ve ücret bulunan işleri severek ve isteyerek hatta taaşşuk derecesinde yapmasına şaika diyebiliriz.
Arı, saika ve şaika duyguları sayesinde gider çiçeği bulur, onunla dostluk kurar ona bir şeyler verir, ondan bir şeyler alarak her bir nebatla münasebet kurar. İşte arıya bütün bu davranışları yaptıran temel nimet hayat nimetidir. Zira insandaki bütün duygu ve latifeleri çalıştırıp anlamlandıran hayattır. Hayatın en önemli iki dinamiği ise saika ve şaika duygularıdır.
Vicdan, insanın fıtraten hakka taraftar olup hakkı hissederek hakka meyletmesi ve hakka iç alemde şahitlik etmesidir. Yani vicdan hakikatlerin bir miyarı bir terazisi niteliğindedir. Vicdan bir nevi insanın iç aleminin mizanlarını kalbe gönderen bir iç kanaldır. Bu kanaldan gelen veriler ve malumatlar, kalp denilen latifede depolanır ve kalp bu verilere göre gelişir ve şekillenir.
Vicdan hak ve hakikatlerin hissedilmesini sağlayan ve insana ihtar eden bir mekanizmadır. Vicdan, manevi alemlerin esası ve haritası konumundadır. Hakikatlerin uçlarının temerküz ettiği cami bir aynadır. Hem ahlaki değerlerin hem de doğruluğun ana üssü gibidir. İnsan yanılsa bile vicdan yanılmaz.
Şaika ve saika, belki konum olarak vicdandan başlarını çıkarmış iki hissiyat olabilir. Yani şaika ve saikanın vicdan ile olan ilişkisini her yönü ile tarif etmemiz mümkün değildir, elimizde böyle bir kaynak bulunmuyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü