Şeytanın kibri ile insanın kibri arasında mahiyet farklılığı var mıdır? Ene, enaniyet bağlamında insanla şeytanın fıtratları mukayese edilebilir mi?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Ben cinleri ve insanları, sırf beni tanıyıp yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım."(Zariyat, 51/56)

İmtihana tabi tutulan iki sınıf vardır: Cinler ve insanlar.

Kâinattaki bütün varlıklar Allah’a itaat ve ibadet içindedirler, kendilerine mahsus lisanlarıyla O’nu hamd ile tesbih ederler. İrade ve tercih hakkı yalnız insanlarla cinlere verilmiştir. Allah, bu âyette kulluk teklifini takdim ederken, insanları ve cinleri beraber takdim ediyor. Öyle ise imtihanın esasları ve temel hususları, insanlar ve cinler için aynıdır, değişmez. Cinlerin de insanlarınki gibi kibri ve manevî hastalıkları vardır ve neticede aynıdırlar.

İnsanların ve cinlerin farklı fıtrat ve mahiyette olmaları, imtihan esaslarını ve neticelerini değiştirmez. Kibir, inkâr ve şirk gibi manevî taunlar insan ve cinler için aynıdır.

Şeytan ateşten yaratıldı, kendini üstün görüp kibirlendi, Cenâb-ı Hakk’ın emrine itiraz edip Hz. Âdem’e secde etmediği için İlâhî rahmetten kovuldu ve arzusu üzerine kendisine insanları saptırması için kıyamete kadar izin verildi. Ona dokunan ve ona uyan yanar, dokunmayan, uymayan ve mücadele eden manen terakki eder, Rabbinin rızasına nail olur.

Şeytan, inanmayan cinlerin en ileri gelenidir. Şu var ki, insan nevi cin nevinden daha üstün bir yaratılışa sahip olduğu için, insanın şerlisi de cinlerin şerlilerini çok geri bırakır. Üstad Hazretlerinin buyurduğu gibi; “Alâ bir şey bozulsa edna bir şeyin bozulmasından daha ziyade bozuk olabilir.”

Malum ya, sermaye ne kadar çok olursa kâr da zarar da o nispette büyük olur. İnsanın istidat sermayesi cinlerinkinden çok ileri derecededir. Bu sermayenin yerinde kullanılmasıyla, cinlerin erişemeyeceği mertebelere çıkıldığı gibi, yanlış kullanılmasıyla da onların yapamayacakları kadar büyük şerler işlenir. Onun için Üstad Hazretleri böyle şerli insanlara; “cinnî şeytanlara üstad olan ey şeytan-ı insî!” diye hitap ediyor.

“Yüksekten düşen yüksek düşer.” derler. Beş  metreden düşmekle yüz metreden düşmek arasında büyük fark vardır. Birincisinde insan ağır yaralanırken, diğerinde paramparça olur ve ölür. İnsan ahsen-i takvimde, en zengin bir istidat ile  yaratıldığı için, düşünce, esfel i safiline düşer.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...