"Şimdiki nâr-ı teessüfle muhterik bir ruh olsun, onların bedduasıyla cehennemde yansın; o teessüf ateşini içinden çıkarmakla vicdan, maksattan bir firdevs tazammun ettiği gibi, hayal dahi emelden bir cenneti teşkil edecektir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Kaldı ki, hayat-ı uhreviye ile tehdit ediyorlar. Ondan da hiç minnet çekmem. Şimdiki nâr-ı teessüfle muhterik bir ruh olsun, onların bedduasıyla cehennemde yansın; o teessüf ateşini içinden çıkarmakla vicdan, maksattan bir firdevs tazammun ettiği gibi, hayal dahi emelden bir cenneti teşkil edecektir. Umumun malûmu olsun ki: İki elimde iki hayatımı tutmuşum, iki hasım için iki meydan-ı mübarezede iki harple meşgulüm. Tek hayatlı olan adam meydanıma çıkmasın."(1)
Aşiretin ileri gelenleri, Üstad Hazretlerine, "Sen içinde çok evliyaların da bulunduğu şeyhleri tenkit ediyorsun; ama bunun dünyevi ve uhrevi riskleri var." diyerek, Üstad Hazretlerine tabiri yerinde ise aba altından sopa gösteriyorlar.
Üstad Hazretleri de bu zımni tehdide cevap veriyor. Cevabın birinci bölümü dünya hayatı açısından, ikinci bölümü de uhrevi hayat açısındandır.
İslam’a büyük zararları dokunan o liyakatsiz şeyh ve mürşitlerin vaziyeti, zaten Üstad Hazretlerinin ruhunda büyük bir üzüntü ateşi oluşturmuş ve onu yakmaktadır. Üstelik bu liyakatsizlerin bedduası ile cehenneme girmek uzak bir ihtimaldir. Ama onları tenkit ederek hakikatleri özgür bırakmak üzüntü ateşi ile yanan ruhumu manevi cehennemden kurtarmak ve firdevsi bir cennet haletine girmem demektir. Yani o liyakatsiz ve köhne şeyhleri tenkit etmemi; dünya ve ahiret hayatının riskleri engelleyemez. Zira iki elime iki dünyayı almışım, tek dünyalıklar karşıma çıkmasın. Mağlub olacakları muhakkaktır. Bu düstur 80 küsur senelik hayatının temel düsturu olmuş. Bu nedenle Üstada ne dünyeviler ne de uhrevi geçinen kişiler, zarar veremedi.
(1) bk. Münazarat.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü