"Soru: Nasıl anlayacağız? Biz câhiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz. Cevap: Çendan câhilsiniz, fakat âkılsınız. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil..." cümlelerini nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Cehil ile akılsızlık farklı şeylerdir. Bir insan, doğru ve yanlışı ayırt edemeyecek kadar akıldan mahrum ise, bu zaten sorumlu değildir. Bu, Allah’tan gelen bir özür, bir hastalıktır. Onun için Peygamber Efendimiz (asm), "Aklı olmayanın dini de olmaz." şeklinde bu hakikati ifade ediyor.
Ama cehil ise, insanının kendi ihmal ve kusurundan doğan bir haldir. Ve giderilmesi de mümkündür. Bu yüzden, hem İslam da, hem beşeri hukuk sistemlerinde, cehil özür olarak kabul edilmiyor. Onun için biri kalkıp; ben bu kanunu bilmiyordum, deyip suçunu mazur gösteremez.
Üstat, cahilsiniz, ama akıl ve muhakemeniz yerinde olduğu için, deliler gibi özür sahibi değilsiniz, diyor. Bunu da üzüm örneği ile teyit ediyor. Onlara da hak ve batılı tefrik için bir yol gösteriyor.
Bir ağacın cinsini, kök ve gövde aşamasında belki anlayamayabilirsiniz, ama o ağaçların neticesi olan meyveye bakarak, o ağaçların cinsini tefrik etmek elinizden gelir.
Aynen bunun gibi, fikir aşamasında hak ve batılı tefrik etmekte zorlanabilirsiniz. Ama o fikirlerin neticesine ve ameline bakıp, oradan da tefrik etmek elinizden gelir, diyerek özür sahibi olmadıklarını ihtar ediyor.
Mesela, cami ile meyhaneye nazar edildiği zaman, hangisinin hak ve doğru, hangisinin batıl ve yanlış olduğunu çözümlemek en gabi adamın bile yapabileceği bir iştir. Siz görünüşe değil neticeye bakın, diyerek onlara hakkı ve batılı anlamakta bir yol gösteriyor.
Sorudaki ilgili yeri okumak için tıklayınız:
- Münazarat, Sualler ve Cevaplar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"İşte birisinde istirahat ve itaattir. Ötekisinde ihtilâf ve zarar saklanmıştır."
Burada ihtilâf nasıl oluyor?