On Dördüncü Söz
İçerikler
-
Üstad Hazretleri On Dördüncü Söz’e الر ٭ كِتَابٌ اُحْكِمَتْ آيَاتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَكِيمٍ خَبِيرٍ âyetiyle başlamıştır. Âyetin kısaca bir izahını yapar mısınız?
-
Hud Suresi, birinci âyet-i kerîme ile On Dördüncü Söz’de işlenen konular arasında nasıl bir alaka vardır?
-
Hadis-i şeriflerin, Kur’an'ın hakiki müfessiri olmasını nasıl anlamalıyız? Burada "teslim ve inkıyad"ın özellikle nazara verilmesinin sebebi nedir ve nasıl anlaşılmalıdır?
-
Yerlerin ve göklerin altı günde yaratılmasının hikmeti nedir? Kâinat yerine "yer ve gökler" tabiri niçin tercih edilmiştir? Birinci Mesele'yi tafsilatlı bir şekilde izah eder misiniz?
-
"Fâtır-ı Zülcelal'in halkettiği seyyal âlemleri, seyyar kâinatları, geçici dünyaları, nazar-ı şuhuda gösteriyoruz. Evet, güya insanlar gibi dünyalar dahi, birer misafirdir. Her mevsimde Zât-ı Zülcelal'in emriyle âlem dolar, boşanır." İzah eder misiniz?
-
İkinci Mesele'ye konu olan âyetlerin tefsirleri hakkında malumat verir misiniz?
-
Bütün eşyadan maksat nedir? "Vücudundan evvel ve sonra" tabirinin özellikle tercih edilmesinin hikmeti nedir? Fihriste-i vücut, tarihçe-i hayat ve desatir-i hareket tabirlerinden kastedilenler nedir?
-
Üstadımız Kitab-ı Mübin tabirine; tohumları, çekirdekleri ve kökleri misâl olarak veriyor. Bunu Kitab-ı Mübin’in bir tefsiri olarak değerlendirebilir miyiz? "Yaş-kuru” her şeyin Kitab-ı Mübin'de bulunmasını Kur’an-ı Kerim açısından nasıl anlamalıyız?
-
Tabiatın; kader kaleminin sahifesi olan levh-i mahfuzun bir cilve-i aksi olması ve ehl-i gafletin; mistar, masdar ve fâil telakki etmesi ne demektir?
-
"Hamele-i arş ve yer ve göklerin melaike-i müekkelleri..." Buradaki âyetlerin izahı ile melekler hakkında bilgi verir misiniz? Her bir meleğin müekkel olduğu mahlûkatın hilkatine göre bir mahiyet arz ettiği manası çıkar mı?
-
"Tayr-ı müsebbih ve hamid olan şu zeminin dahi elfaz-ı tahmidiyesi hayvanlar, nebatlar ve ağaçlardır..." İzah eder misiniz?
-
Meleklerin "tesbihat çiçeklerini, tahmidat meyvelerini, âlem-i misâlde tercümanlık edip gösterecek ve âlem-i ervahta temsil edip ilân" etmelerini nasıl anlamalıyız?
-
"Müteaddid eşya bir cemaat şekline girse, bir şahs-ı manevîsi olacaktır... Bir nevi ruh-u manevîsi ve vazife-i tesbihiyesini görecek bir melek-i müekkeli olacaktır." İzah eder misiniz?
-
"Kadir-i Mutlak o derece sühulet ve süratle ve mualecesiz ... gibi görünüyor, fehmediliyor." cümlesini, o meselede geçen âyetleri de nazara alarak misâllerle izah eder misiniz?
-
"Sâni'-i Kadîr nihâyet derecede masnuata karib olduğu halde, masnuat nihâyet derecede ondan baîddir." Ne demektir ve nasıl anlaşılmalıdır? Aşağıdaki soruları da cevaplar mısınız?
-
"Hem o Güneş, her şeffaf zerreye hattâ ziyası nereye girmiş ise orada hazır ve nâzır gibi olduğu,.. Güneş'in aksi ve bir nevi timsali görünmesiyle anlaşılır.” Bu meseleyi Cenâb-ı Hak ile mevcudat arasındaki münasebet açısından nasıl anlamalıyız?
-
"Hem Güneş'in azamet-i nuraniyeti derecesinde ihatası, nüfuzu ziyadeleşir. Nuraniyet azametindendir ki, en küçük ufak şeyler, ondan gizlenip kaçamazlar.” Nuraniyet ile ışık farklı mefhumlar mı? İlâhî nuraniyyet nasıl anlaşılmalıdır?
-
"Yalnız bir mahz-ı emir ile yapar, tahayyül edilebilir. Zerre ile seyyare, emrine karşı müsavidirler. Deniz yüzüne verdiği feyzi, zerreye de kabiliyetine göre kemal-i intizam ile verir." İzah eder misiniz? Feyizlendirme ne demektir?
-
Güneş'in nur ve hararetinin Allah’ın ilim ve kudretine nisbetle toprak gibi kesif olduğu ifade edilmektedir. Buradaki nisbeti açar mısınız? Toprağın misâl verilmesinin hikmeti ne olabilir?
-
On Dördüncü Sözün Beşinci Meselesinin giriş kısmını daha iyi anlayabilmemiz için, zikredilen âyetlerin meallerini de vererek, bir izah getirebilir misiniz?
-
"Mesela şahane bir bağ var ki, nihayetsiz meyvedar ve çiçekdar masnular içinde bulunuyorlar..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Çünkü tek bir adem, hadsiz ademleri intac eder... Küfür ve dalalet, tuğyan ve masiyet esasları, inkârdır ve reddir... Sûret-i zahiriyede ne kadar müsbet ve vücudlu görünse de hakikatta intifadır, ademdir." İzah eder misiniz?
-
"Madem küfür ve dalâlet, tuğyan ve mâsiyet, esasları inkârdır ve reddir, terktir ve adem-i kabuldür. Suret-i zahiriyede ne kadar müsbet ve vücutlu görünse de hakikatte intıfâdır, ademdir. Öyle ise cinayet-i sâriyedir..." İzah eder misiniz?