Şüphenin kalpte veya akılda olduğunu nasıl ayırt edilebilir? Şüphe gelince onu araştırmanın imanımıza zararı olur mu?
Değerli Kardeşimiz;
Evvela, vesvese insana terakki etmek ve teyakkuzda kalmak için musallat edilmiştir. Yani insan vesvese ettiği şeyi araştırıp talim ederse, insan için bu ilmen bir terakkidir. Düşmanı olmayan bir ülkenin nasıl savunma ve askeri gücü zayıflayıp atalete düşüyor ise, aynı şekilde düşman ve mücadele edeceği bir şey olmayan insan da fıtraten yeknesak ve atıl bir vaziyette kalıyor. Halbuki dünya bir imtihan ve terakki yeridir. Terakki ve imtihan içinde de mücadele ve mücahede etmek gerekir. Mücadele ve mücahede içinde düşman ve rakip gerekir. İşte vesvese insana terakki için musallat edilmiş bir düşmandır.
İkincisi, bu vesvese düşmanına karşı en güzel silah ilimdir. Yani vesvese ettiğin şeyin içyüzünü bilmek ve o konuya etraflıca vakıf olmak vesvesenin halli için kafidir. Bu yüzden korkmadan, telaş etmeden vesvese gelen noktaların talim ve tetkiki yoluna gidilmelidir. Yani vesvese ilmin müşevviki ve tetikleyicisidir. Haliyle vesvese ettiğimiz şeyleri tahkik etmemiz, vesvesenin kalpten olduğuna değil akıl da bir kuruntu olduğuna delildir. İnsan kalbi ile tasdik ettiği bir şeyin çürütülmesi için tetkike kalkışmaz.
Üçüncüsü, Üstad Hazretlerinin vesvese bahsinde dediği gibi, vesvese bir hüküm ya da tasdik olmadığı için insanı mesul etmez. Tek zararı "mesul oldum zannına düşüp ümitsizliğe kapı açmaktır." Vesvesenin kalpten gelmediğinin ve hükümsüz olduğunun en büyük şahidi ise, kalbin bundan müteessir olmasıdır. İnsan kabul edip tasdik ettiği bir şeyden dolayı üzülmez ve rahatsız olmaz . Demek bir insan şeytandan gelen vesveseden üzülüp sıkılıyor ise, bu onun kalbinden gelmediğinin en büyük delilidir. Vesvesenin akılda mı kalpte mi olduğunu temyiz etmenin en güzel yolu bu üzüntü ve endişedir. Yani insan aklına gelen bir fikirden dolayı endişe edip üzülüyor ise, bu vehim ve kuruntu demektir. Kalp sevdiği ve onayladığı bir fikirden dolayı huzur ve lezzet duyar, ondan rahatsız olmaz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
aklımızdan geçen kötü vesveseleri düşündükten sonra peşine tasdik ve izanı kalpi düşünmekle o kötü vesveseyi onaylamış olurmuyuz yoksa onaylamak için dilimizle söyleyip faaliyete geçirmemiz mi lazım
Vehim ve vesvese de kalp ile tasdik olmaz vesvese zihinde istemsiz bir şekilde belirir ve insan bunu kontrol edemez. İstemsiz belirdiği ve kontrol edilemediği için vehim hüküm ifade etmez inanç yerine geçmez ve insan da bu durumdan dolayı sorumlu değildir.
Ama kalp ile tasdik edilen bir şey hüküm ve inanca dönüştüğü için kişi bu tasdikten dolayı mesuldür. Çünkü kalbin tasdik mekanizması insanın iradesine bağlıdır insan onay verden kalp tasdik edemez. Bu yüzden tasdik ile vesvese çok farklı şeylerdir.
İnsanlar tasdik ile vesveseyi birbirine karıştırıp vesveseyi tasdik olarak görüp ümitsizliğe düşebiliyor. Bu durumda en güzel ve en etkili çözüm üzüntü ve endişedir. İnsan kalben onayladığı bir düşünce ve inanç konusunda üzüntü duymaz endişeye kapılmaz. Hatta kalben tasdik ettiği şeyi var gücü ile savunur ve onu ilan eder.
Ama istem dışı zihinde beliren vehim karşısında insan üzülüp endişe duyar bu üzüntü ve endişe de o vehme katılmadığını kalben tasdik etmediğini gösterir. Bu ölçü ile vehim ile tasdiki birbirinden temyiz edebiliriz.