"Taksimü’l-a'maldir ki; adamlara iş seçilsin değil, bilakis işlere adamlar intihab edilsin. Maalesef bu taksimlere riayet edilmediğinden seleflerden daha çok ektiğimiz halde, onlardan pek az bir derecede mahsulat alıyor, fayda görüyor." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Taksim-ül a'maldir ki; adamlara iş seçilsin değil, bilakis işlere adamlar intihab edilsin. Maalesef bu taksimlere riayet edilmediğinden seleflerden daha çok ektiğimiz halde, onlardan pek az bir derecede mahsulat alıyor, fayda görüyoruz."(1)
Bir toplumda adama göre iş değil, işe göre adam kuralı geçerli olmalıdır. Aksi takdirde o toplum bozulmaya ve geri kalmaya mahkumdur. Yani insanları istihdam ederken torpil ve kayırma anlamına gelen “adama göre iş üretmek” o toplumun geri kalmasına, fakirleşmesine ve çürümesine sebep olur.
İşe göre adam çalıştıran ülkeler çok hızlı yol katederek gelişirken, adama göre iş üreten ülkeler adeta yerinde saymakta ve hiçbir gelişme gösterememektedir. Üstadımız bu inceliği “seleflerden daha çok ektiğimiz halde, onlardan pek az bir derecede mahsulât alıyor, fayda görüyoruz.” ifadesi ile izah ediyor. Önemli olan çok ekmek değil, verimli ekmek ve verimli sonuç almaktır.
Bir işten azami verim alabilmenin yolu o işi ehline ve uzmanına vermekten geçiyor. Sırf benim akrabam yakınım diyerek işi ehliyetsiz ve liyakatsız adamların eline bırakmak o işin harap ve telef olmasına sebeptir.
Bu husus ayette şu şekilde beyan ediliyor:
“Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir.” (Nisa, 4/58)
1) bk. Mesnevi-i Nuriye, (trc. Badıllı).
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü