Tebliğ sınırı nedir? "Bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz." hakikate binaen hakikatleri çevremize anlattığımız insanlara karşı tekrar dünyaya dalarlarsa anlatmayacak mıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Soru Açıklaması:
"'Bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz.' İşte ben çendan Kur'an-ı Hakîm'in kuvvetine istinaden dava ediyorum ki: 'Çok alçak olmamak ve yılan gibi dalalet zehirini serpmekle telezzüz etmemek şartıyla, en mütemerrid bir dinsizi, birkaç saat zarfında ikna etmezsem de, ilzam etmeye hazırım.' Fakat nihayet derecede alçaklığa düşmüş bir vicdan ki, bilerek dinini dünyaya satar ve bilerek hakikat elmaslarını pis, muzır şişe parçalarına mübadele eder derecede münafıklığa girmiş insan suretindeki yılanlara hakaiki söylemek; hakaike karşı bir hürmetsizliktir. ﻛَﺘَﻌْﻠِﻴﻖِ ﺍﻟﺪُّﺭَﺭِ ﻓِﻰ ﺍَﻋْﻨَﺎﻕِ ﺍﻟْﺒَﻘَﺮِ darb-ı meseli gibi oluyor. Çünki bu işleri yapanlar, kaç defa hakikatı Risale-i Nur'dan işittiler. Ve bilerek, hakikatları zındıka dalaletlerine karşı çürütmek istiyorlar. Böyleler, yılan gibi zehirden lezzet alıyorlar."(1)
- Bu hakikate binaen hakikatleri çevremize anlattığımız insanlara karşı tekrar dünyaya dalarlarsa anlatmayacak mıyız?
- Peygamber Efendimiz (asm)'in gayret ve ciddiyetle tebliğe devam etmesine ters değil midir?
Cevap:
Burada bahsedilen insan karakteri; münafık, zehirlemekten zevk duyan, vicdanı kokuşmuş, hakikati bile bile ve isteyerek çürütmeye çalışan insan görünümlü canavarlardır. Ki bu tip karakterleri yola getirmek, ıslah etmek âdete imkansızdır.
Sizin "tekrar dünyaya dalarlarsa" dediğiniz insan tipleri ise, ıslahı kabil, tebliğe muhatap vicdanı normal, ama gaflet ve günah girdabına kapılmış insanlardır ki, bu insanlar ile sürekli ilgilenmek ve iman hakikatlerini ikaz etmek farz bir görevdir.
"Yılan gibi zehirlemekten lezzet alan insan"lara karşı en güzel hizmet, onlara karşı dikkatli, tedbirli ve teyakkuz içinde olmaktır...
(1) bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Dördüncü Mesele.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Bunun uygulaması kendi hayatımızda uygulanır mı? uygulanabilirse nasıl olacak. Mesela bir arkadaşımızı bir mesele hakkında uyarıyoruz fakat bizi dinlemeden yine aynı hatayı yapıyor. Daha sonra ona davranışımız nasıl olmalıdır.
Şahsi cezalandırma söz konusu değildir şayet bir kimse ikaz ve uyarılara rağmen hatasında ısrar ediyor ise onu kendi haline bırakmak gerekiyor. Ama yinede af ve rahmet kapısını açık bırakacak bir davranış sergilememiz yerinde olur çünkü bazı insanların doğruları görmesi zaman alabilir.
“Bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz.” ifadesi o zarar için geçerlidir kişinin bütün ahvali ve hayatı için geçerli değildir. Bir konuda yanılsa diğer konularda istikametli olabilir.
Mesela bir konuda hatalıdır ve şiddetle o konuda ikaz edildiği halde hatasında ısrar ediyor ise o hatayı işleyip zarar çekecek sonra doğruyu görecektir o konuda maalesef şefkati kendinden kaldırmıştır. Ama başka noktalardan halen dost ve kardeşlik devam edebilir.
Zulümde, küfür ve isyanda ısrar edenlere karşı tavrımız nettir onlara şefkat nazarı ile bakıp onları güzellemek doğru olmaz. Birisi zulmediyor ama cuma kılıyor tesbih çekiyor diye ona hoşgörü ve rahmetle bakamayız...