Tecelliyât-ı celâliye yaşanmadan bilinebilir mi? Taşı parçalayan çeşitli ses dalgaları var, sıcaktan soğuktan parçalanabiliyor. Ama Celal tecellisinden nasıl parçalanıyor acaba?
Değerli Kardeşimiz;
Bir çiçeğin güzel ve güleç yüzünde Allah’ın cemal ismi nasıl haşmetle tezahür ediyorsa, aynı şekilde ses dalgalarının ya da parçalayıcı ve dağıtıcı olan sair sebeplerin ekşi ve ürkütücü yüzünde de Allah’ın celal ismi tezahür ediyor.
Evet Allah’ın iki türlü isim silsilesi vardır; biri cemal silsilesi diğeri ise celal silsilesidir.
Cemal silsilesinde lütuf, ikram, şefkat, nur, ihsan, af, hüsün gibi manalar hükmeder. Aynı şekilde bu manaların her dairede tecelli ve taallukları vardır. Mesela, insanın kalp dairesinde reca ve ümit olarak, terbiye dairesinde mükafat ve ödül olarak, ahiret dairesinde cennet ve nur olarak tecelli eder.
Celal silsilesinde ise kahır, intikam, ceza, nar, azamet, kibriya gibi manalar hükmeder. Aynı şekilde bu manalar mahlukat dairelerinde de tecelli ve taallukları vardır. Mesela, insanın kalp dairesinde haşyet ve korku olarak, terbiye dairesinde mücazat ve ceza olarak, ahiret aleminde ise cehennem ve nar olarak, unsurlarda ise yıkmak ve dağıtmak olarak tecelli eder. Sel ve depremin ekşi ve ürkütücü yüzünde Allah’ın Celal ismi hükmeder.
İşte her ne sebeple olursa olsun, taşların dağılıp parçalanması Allah’ın Celal ismi ve bu ismin vermiş olduğu haşyet ve korku ile oluyor. Sebeplerin araya vesile olarak girmesi bu manayı bozmaz. Sebepler olsa olsa Celal ismine bir perde, bir vesile olur. Allah geçmişteki zalim kavimleri cezalandırırken de sebepleri kullanmıştır.
Medyen kavmini bir sayha ile helak etmesi buna bir örnektir.
"Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Allah'ın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi)." (Hud, 11/84-95)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü