Üstad, bazı risalelerin ihtiyaca binaen tekrar telif edildiğini söylüyor. Sonradan tekrar telif edilen bu risaleleri Üstad, sünuhatla yeniden yazdırmış mıdır? Yazdırdı ise bu telif edilen risaleler harfi harfiine aynısı mıdır?
Cevap
Değerli Kardeşimiz;
Bu konu için örnek verseydiniz ve Üstad'ın ifadelerini de gösterseydiniz daha iyi olurdu.
Biz Risalelerde geçen, "İhtiyaca binaen tekrar telif edildi" şeklinde bir ifade bilmiyoruz. Birbirine benzeyen risalelerden örnek vermek gerekirse; Yirminci Mektup ile On Beşinci Şua bunlardan bir tanesidir ki, Üstadımız bunun nedenini, tecritte kaldıkları için Yirminci Mektub'un bir hülasası olarak On Beşinci Şua'yı kaleme almıştır.
Herhangi bir risalenin, ihtiyaca cevap vermediği için tekrar yazıldığı hakkında bir bilgimiz yoktur. Ayrıntılı ve örnekli olarak bizi bilgilendirirseniz memnun oluruz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yazar:
Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.552
Yorumlar
Şimdi konu anlaşıldı. Başka yerde geçen risale tekrar sıfırdan yazdırılmamıştır, aynı risale başka yerde yer almıştır. Tekrar yazdırıldı şeklinde geçen yerler ise satır satır aynı değildir, mana benzerliği vardır. Yani aynı konunun mesajı başka risalelerde de yer almaktadır. Bunun hikmetini ise Üstadımız Kastamonu Lahikası'nda şöyle izah etmektedir:
"Aynen bu ehemmiyetli hikmet içindir ki, bazı defa haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, bazı ince hakaik-i imaniye ve kuvvetli hüccetleri müteaddit risalelerde tekrar edilmiş. Ben çok hayret ederdim. Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış? Sonra kat’î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nur’a muhtaçtır. Fakat umumunu elde edemez. Elde etse de tamam okuyamaz. Fakat küçük bir Risale-i Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir. Ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu meseleleri onda okuyabilir ve gıda gibi her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi, o da mütalâasını tekrar eder."(1)
Yine Kastamonu Lahikası'nın başka bir yerinde de şöyle denilmektedir:
"Üçüncüsü: Ben gönderilen risaleleri mütalâa ettim. Bir kısım hakikatleri mükerrer gördüm. Makam münasebetiyle tekrar edilmiş. Benim arzu ve belki ihtiyarım olmadan niçin böyle olmuş, kuvve-i hafızama gelen nisyandan sıkıldım. Birden, şiddetli bir ihtarla “On Dokuzuncu Söz'ün âhirine bak” denildi. Baktım, risalet-i Ahmediyenin (a.s.m.) mu’cize-i Kur’âniyesinde tekraratının çok güzel hikmetleri, tam tefsiri olan Risaletü’n-Nur’da tamamıyla tezahür etmiş. O tekrarat, o hikmetler için tam yerinde ve münasip ve lâzım olmuş."(2)
(1) bk. Kastamonu Lahikası, (34. Mektup)
(2) bk. a.g.e., (6. Mektup)