Üstad; "Müslümanların kimden ve nereden olursa olsun hizmetlerine taraftar olmak", düsturunu belirtirken pek çok yerde de Risale-i Nur mesleğine azami sadakat ve kanaatten bahsediyor. Burada bir tenakuz yok mudur?
Değerli Kardeşimiz;
Risale-i Nur mesleğine azami sadakat göstermek ile diğer hak meslektekilere taraftar olmak arasında herhangi bir tenakuz ve çelişki yoktur. Zira sadakat ile taassup farklı şeylerdir. Nasıl ki, cömertlik ile israf, cimrilik ile iktisat, tevazü ile zillet, vakar ile kibir zahiren aynı gibi dururlar, ama hakikatte sera ile Süreyya gibi bir birinden uzaktırlar. Aynı şekilde taassup ile sadakat de zahiren birbirine yakın gibi durur, ama hakikatte aralarında çok fark var.
Taassup, bir şeye delilsiz ve ispatsız, takliden tabi olmak demektir. Savunduğu şeyin doğruluğunu ve haklılığını sorgulamadan ve tahkik etmeden ona bağlanır. Sadakat ise, delil ve tahkik neticesinde savunduğu şeyin doğruluğunu ve haklılığını idrak eder ve sonra ona canı bahasına tabi olur.
Taassubu anlamak için alametlerine bakmak lazımdır. Mesela mutaassıp biri kendi arzusuna uygun zayıf bir şeyi çok kuvvetli bir delil gibi görür, kendi gibi düşünmeyen kimseleri yerin dibine sokar; kendi tarafında olan adi birini göğe çıkarır, kendi faziletini göstermek yerine başkaların kusurunu ilan eder, kendi nefsinden başka hiçbir şeyi sevmez. Onun nazarında en kuvvetli delil, kendi mesleğindeki adi ve basit fikirlerdir. En önemli ve belirgin alameti ise, meseleleri ihata edememektir.
Sadakat ehli ise delil ve ispatın kuvvetine yaslanır ve ona dayanır. Asla kendi gibi düşünmeyenleri yerin dibine atmaz. Hak ve hakikate bağlı olduğundan, bazen hak muhalifinin elinde olursa onu inkar etmez, ona o konuda tabi olur. Kendi faziletini gösterir, başkasının kusuru ile uğraşmaz, onu ilan etmez. Nefsine değil hakka aşıktır, meseleleri geniş ve ihata ile idrak edebilendir.
Taassup, cehalet ve ihatasızlıktan çıkar; sadakat ise ilim ve ihatanın bir neticesidir. Taassup fanatizmdir, sadakat ise hakta şiddetli sebat etmektir. Taassup devamlılığı olmayandır, sadakat ise devamlıdır.
Her insan, kendi mizacına uygun hak bir mesleği seçtikten sonra, o meslekte sebat ve sadakat göstermesi güzeldir. Sadakat, ilim ve faziletten gelen bir netice olmasından dolayı sadakat ehli olan birisi hakkın tarafında ve hakka aşıktır.
Meslek ve meşrepler amaç ve gaye değil, amaç ve gayeye götüren araçlardır. Asıl mesele gayeye ulaşmaktır, yoksa araçları birbirlerine tafdil ve takdim etmek değildir. Araçları bir birlerine takdim etmek, onunla meşgul olmak, taassup ve cehalet iken, araçları gaye yolunda bir vasıta görüp ona sımsıkı sarılmak sadakattir. Araç olan vasıtalara sımsıkı sarılmasının sebebi gaye içindir. Öyle ise gayeyi gösteren veya gayeye hizmet eden diğer araçlara neden saldırsın, neden onların aleyhinde bulunsun.
Risale-i Nur talebeleri, gayeye esaslı sadakat içinde olmalıdırlar, yoksa araca esaslı bir taassup insanı yanlış noktalara götürür.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü