Üstad, tam olarak ne zaman siyasetten ve şerrinden Allah'a sığınırım demiştir? "Bu gün oy vermek de siyasete bulaşmaktır, Üstad bundan Allah'a sığınmış, biz de uzak duralım demiştir." diye yorumlayanlar var, açıklar mısınız?
Değerli Kardeşimiz;
Siyasetten kaçınmak ile oy kullanmak arasında bir münasebet yoktur. Nitekim Üstad Hazretleri siyaseti terk etmesine karşın, açıktan oy kullanıp alenen Demokrat Parti'yi Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı desteklemiştir. Bu husus Risale-i Nurlarda şu şekilde ifade edilmektedir:
"Sayın Adnan Menderes,"
"Otuz beş seneden beri siyaseti terk eden Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, şimdi Kur'ân ve İslâmiyet ve vatan hesabına, bütün kuvvetiyle ve talebeleriyle, dersleriyle Demokrat Partinin iktidarda kalmasını muhafazaya çalıştığına, biz Demokrat Parti mensupları ve Nur talebeleri kat'î kanaatimiz gelmiştir..."
"Demokratlar âzalarından Nur talebeleri Mustafa, Nuri, Nuri, Hamza, Süleyman, Hasan, Seyda, Receb, İbrahim, Faruk, Muzaffer, Tahir, Sadık, Mehmed."(1)
Buradan çok net bir şekilde şunu anlıyoruz ki; oy kullanmak siyasetten kaçınmak düsturuna aykırı bir durum değildir. Hatta bir Nur talebesi cemaat namına değil kendi namına bir partide siyaseten hizmet edebilir. Nitekim Üstad Hazretlerinin döneminde bir çok Nur talebesi Demokrat Parti de milletvekilliği yapmış ve Üstad Hazretleri bunu men etmemiştir.
Kaldı ki Nur talebelerinin oy kullanmaması din düşmanlarının istediği ve isteyeceği bir şeydir. Zira Nur talebelerinin oyu din düşmanlarının tezahür ettiği bir partiye gitmeyeceği için oy verilmemesi demek, zımni olarak dinsizliği siyasete alet eden partiye destek vermek demektir. Böyle saf olup oyu boşa atmak veya hiç atmamak, bilmeden dinsizliğe destek vermekle eşdeğerdir. Nur talebesi akıllı ve uyanık olur ve olmalıdır. Beş yılda bir önümüze gelen vatandaşlık görevimizi yapmamız sürekli olan iman hizmetine bir zarar iras etmese gerek.
Bu hususa ışık tutacak bir hatırat şöyle naklediliyor:
"Benimle görüşeceğinize Risale-i Nur okuyun"
"Üstadı vefatına yakın zamanlarda pek ziyaret edemedim. Rahatsız etmemem mülâhazası ve biraz da benim çekingenliğimle görüşmemiz kabil olmadı. Zaten kendileri sık sık 'Benimle görüşeceğinize Risale-i Nur'u okuyun. Benimle görüşmekten on derece daha fazla fayda temin eder' derdi."
"Yıldız Otelinde kaldığı sıralarda Hacı Şuayb Efendi Üstadı ziyarete gitmiş. Üstad kendisine, 'Gel kardaşım, duydum ki memuriyete girmişsin, iyi etmemişsin' demiş."
"O sıralar 1957 seçimleri yaklaşmıştı. Hacı Şuayb Efendi encümen âzası olmuştu. Üstad bunu münasip görmemişti. Şuayb Efendi Üstada şöyle der: 'Efendim, siz ve Risale-i Nur bizi siyasetten kat'iyetle menediyor. Peki, siyâsî sahada ne yapacağız?' "
"Üstad, 'Kardaşım, Halk Parti dine karşıdır. Demokrat da lâkayd. Fakat Halk partisi kolu keser, Demokrat Partisi ise parmağı. Kolun gitmesini önlemek için, parmağın gitmesine razı olacağız.' buyurur."(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Emirdağ Lâhikası-II, (128. Mektup)
(2) bk. Tanıyanların Dilinden, H. Ömer BİÇER'in Hatıraları (Son Şahitler, II/82)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Alemimde tam oturtamadığım bir mesele var şöyle ki öncelikle ben ehvenüş şer düsturuyla ve hasenat seyyiat noktasında şu anki hükümeti destekliyorum ama bu hükümetin bazı yanlışları can sıkıcı. Bir kısım cemaatler ve risale-i nur dairesi içerisindeki bazı meşrepler son seçimlerde halk partisini desteklediler. Bunlarda 'halk partisi eski halk partisi değil zihniyeti değişti ve gelmeden ne bileceğiz dine kötü olacağını' diyorlar. Üstad müdafaalarda herkes ihtimal dahilinde suç işleyebilir ama bu ihtimal yüzünden bununla mahkum olamaz diyor. Onun gibi ihtimalle kötü olacak gibi değerlendirip halk partisine destek verenlere aşırı yanlış yaptılar nazarıyla bakmak ne derece doğru ? Halk partisini şu anki durumuyla nasıl değerlendirmeliyiz?
Demokrat azaları nur talebeleri isimler içinde Mustafa ismi sungur abi mi acab