Üstad'ı çok seviyorum; bu sevgide bir sakınca var mıdır? Çevremdeki insanlar, Peygamber dışındakileri saymamak gerekir, gibi bir görüşe sahipler, bu ne denli doğrudur?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Her şeyin ifrat ve tefriti zararlıdır, istikametli olan, orta yolda gitmektir. İslam alimlerini ve evliyalarını saymamak ve sevmemek aşırılık ve hata olduğu gibi, onları peygamberlerin üstünde bir derecede sevmek ve saymak da aynı derecede hata ve aşırılıktır. Ölçülü ve vasat olanı, o mübarek alim ve evliyaları kameti miktarınca sevmek ve saymaktır. Sevgimiz, Allah hesabına ve şeriatın sınırları içinde olduktan sonra, ne kadar kuvvetli olursa o kadar güzel ve sevaplı olur.

Bazı sapkın ve bidat ekollerin iddia ettiği gibi alimlere hürmet ve saygı göstermek yanlış bir davranış değildir. Bilakis alimlere ve evliyalara hürmeti ve sevgiyi emreden çok ayet ve hadisler mevcuttur.

Bunlardan birkaç tanesi şu şekildedir:

"Allah, gerçekten kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de O'ndan başka ilah olmadığına adaletle şahitlik ettiler. Aziz ve hakim olan O'ndan başka ilah yoktur."(Ali İmran, 3/18)

Dikkat edildiğinde görülecektir ki, bu ayette Allah Teala (c.c) önce zat-ı uluhiyetinden başlayarak birliğine şehadet etmekte, ikinci olarak melekleri, üçüncü olarak da alimleri bu gerçeğe şahid göstermektedir. Bu ise, ilmin ve alimin yüceliğini gösteren çok büyük bir delildir. Bu şeref, alimlerin faziletini anlatmak hususunda yeterli ise de, biz delil getirmeye devam edeceğiz.

"Ey iman edenler, size meclislerde «Yer açın» dendiği zaman, siz de yer açın; Allah da size genişlik versin. Size: «Kalkın» denildiği zaman da kalkın. Allah, sizden iman etmekte olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah, yapmakta olduklarınızı haber alandır."(Mücadele, 58/11)

"Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki: «Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Hiç şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünmektedir.»"(Zümer,39/9)

"İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik olanlar vardır. Kulları içinde ise, Allah'tan ancak âlim olanlar 'içleri titreyerek korkar' Hiç şüphe yok Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır."(Fatır, 35/28)

"İnsanların en faziletlisi o mü’min âlimdir ki, kendisine ihtiyaç olduğunda yardım eder. Halk kendisinden kaçtığında ilmiyle yetinerek vakarlı davranır."(Ebu Derda)

"Bir kabilenin ölümü, bir âlimin ölümünden ehvendir."(Ebu Derda)

Otuz İkinci Söz'de yer alan, âlim zatlara ve hatta peygamberlere yönelik muhabbetin ölçüsünü veren şu ifadelere bakalım:

"Hem enbiya ve evliyayı sevmek, Cenâb-ı Hakkın makbul ibâdı olmak cihetiyle, Cenâb-ı Hakk'ın namına ve hesabınadır. Ve o nokta-i nazardan Ona aittir."

"Sual: Enbiya ve evliyaya muhabbet nasıl faidesiz kalır?"

"Elcevap: Ehl-i teslisin İsâ Aleyhisselâma ve Râfızîlerin Hazret-i Ali Radıyallahu Anha muhabbetleri faidesiz kaldığı gibi. Eğer o muhabbetler, Kur’ân’ın irşad ettiği tarzda ve Cenâb-ı Hakk'ın hesabına ve muhabbet-i Rahmân namına olsalar, o zaman hem dünyada, hem âhirette güzel neticeleri var."
(1)

(1) bk. Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Vbdestabe
Lakin muhatabamız her zaman ehli vicdan olmayabilir bundan dolayıda sohbetlerimizde ikili diyaloğlarımızda sürekli üstat böyle dedi şöyle dedi demekte yanlış. muhatabımız yanlış anlayabilir bundan dolayı genellikle elden geldigince az üstad diyecez bunun yerine nur külliyatından böyle deniyor desek daha dogru olur. davetçi adamın uyanık olması lazım sohbetlerimizde konuşmalarımızda karşı tarafı ürkütmemek vede oluşan bu sui zanı bertaraf etmek için hadis ve ayetlere ekser olarak yer vermek lazım. selam ve dua ile
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...