Üstad'ın Abdülhamid'i eleştirip meşrutiyeti istemesi dolaylı olarak halifelik ve saltanata karşı olmak demek değil mi? Zira, meşrutiyetin gelmesi halifeliğin ve saltanatın sonunu getirecekti?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hilafet, din ve dünya işlerinde umumi reislik demektir. Şer'î hükümlerin icrasında Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (asv) halef olduğu için hilafet vazifesini alan kimseye "halife" denmiştir. Bu kurumun yönetim rejimleri ile bir ilgisi yoktur. Yani halifelik makamı saltanat içinde de olabilirü, bugünki cumhuriyet ve demokrasi rejimlerinde de olabilir.

Üstad Hazretleri hiçbir zaman hilafeti tenkit etmemiştir. Üstad Hazretlerinin tenkit edip karşı çıktığı şey, saltanat rejimdir. Günümüzde halen hilafet ile saltanatı aynı zannedenler bulunabiliyor maalesef.

Saltanat, yönetimin babadan oğla geçmesi ya da bir hanedanın sultasıdır. Bu yönetim şeklinin İslam ile bir ilgisi olmadığı gibi İslam’daki şura ve meşveret mantığına da aykırıdır. Cumhuriyet ve demokrasi İslam’a daha yakın bir yönetim biçimidir.

Üstad Hazretleri bu hususa şu şekilde işaret ediyor:

"Eskişehir Mahkemesinde gizli kalmış, resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve lâtif bir vakıa-i müdafaayı aynen beyan ediyorum."

"Orada benden sordular ki: 'Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?' "

"Ben de dedim: 'Eskişehir mahkeme reisinden başka daha sizler dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman şimdiki gibi, hâli bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyuyla yerdim. İşitenler benden soruyordular. Ben de derdim: "Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. O cumhuriyetperverliklerine hürmeten, tanelerini karıncalara verirdim." "

"Sonra dediler: 'Sen Selef-i Salihîne muhalefet ediyorsun.' "

"Cevaben diyordum: 'Hulefâ-i Râşidîn, herbiri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddîk-ı Ekber (r.a.), Aşere-i Mübeşşere ve Sahabe-i Kirama elbette reis-i cumhur hükmünde idi. Fakat mânâsız isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mânâ-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler.' "(1)

Cumhuriyet rejiminde seçilmiş bir devlet başkanı, aynı zamanda halife de olabilir. Bunun İslam ile çelişen bir tarafı yoktur. Hilafeti saltanata özgü görmek ise bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.

(1) bk. Tarihçe-i Hayat, Denizli Hayatı

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 4.319
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Nur mektupları

Saltanat, ile ecdad islamı çok güzel yaşamadılar mı ama???

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Saltanat yüzünden çok masum şehzadeler katledilmek zorunda kaldı. Ama o zaman diliminde cumhuriyet ve demokrasi kavramı mütekamil olmadığı için saltanat o dönemin de bir realitesi idi. Osmanlı medeniyetini ve İslama olan hizmetlerini saltanata bağlamak ve saltanatın bir fazileti gibi lanse etmek yüzeysellik ve  basitlik olur. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin

Halifelik, Osmanlıda Şeyhülislam, Türkiyede Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir şey mi?İslami yönetimde illaki yöneticinin mi halife olması gerekiyor?

Halife olmadan da İslami hükümleri uygulayan kolektif akıl İslam açısından yeterli değil midir? İslam açısından yönetimde Halifelik farz mı? Sonuçta Hz. Peygamber halife idi, yani İslami hükümleri uyguluyordu, diyorsunuz. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Hilafetin manası mecliste de olabilir ille bir şahısta olması gerekmiyor. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...