"Ve beşerin saadet-i ebediyesindeki ihsanat-ı İlâhiyenin bir muaccel nümunesi ve hiçbir şüpheyi bırakmayan ve doğrudan doğruya hazine-i rahmetten ihsan edilen..." Haşiyede “hakikat hazinesinin anahtarı olması”nı nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
Günümüzdeki radyo, televizyon, uçak, otomobil, tren, elektrik ve sair nimetler, cennet hayatının dünyada peşin bir ücreti, ona işaret eden bir misali gibidir. Halbuki bu nimetler çok kesretle şükrü isterken, insanlar bu nimetleri adi ve basit sebeplere verip, bu büyük şükür kapısını kapamışlar ve bu noktada nihayetsiz bir azaba ve ahmaklığa düşmüşler.
Bu nimetler insanların malı değil, Allah’ın sonsuz rahmet hazinesinden bize ihsan edilmiş birer hediyeleridirler. Bu nimetler sayesinde cennette mazhar olunabilecek bazı haletler bize ihsan ediliyor. Mesela, uçakla bir saatte çok uzaklara sıkıntısız gitmek, cennet nimetini akla getiren bir hediye-i İlahidir. Uzaklardaki güzellikleri televizyon vasıtası ile izlemek, cennete yakışır bir halettir.
“Bu kelimede büyük bir hakikat hazinesinin anahtarına işaret var.”(1) ifadesinde Üstad Hazretlerinin dönemindeki nimetlerin, ileride daha da gelişip inkişaf edeceğine işaret vardır. Yani o dönemlerde şimdiki birçok nimet ya basit ve ilkel ya da hiç yok iken, Üstad Hazretleri bunların daha da çoğalacağına veya daha da gelişeceğine işaret ediyor. O zamandaki radyo basit iken, şimdi televizyon ve uydu vasıtası ile bu nimetler daha da gelişti ve halen de gelişmektedir.
Allah’ın bu rahmet hazinesinde daha neler var bilemiyoruz. Belki ışınlanma gibi ileri derecedeki nimetlere de kavuşacağız; Üstad Hazretleri bu ibare ile bunlara işaret ediyor olabilir.
(1) bk. Emirdağ Lahikası-II, 84. Mektup (Haşiye)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü