"Ve ecramı ve mevcudâtı Mevlevî-misâl pervane gibi raks ve semaa kaldıran cezbedarâne harekât ve deveran, o hakikat-ı câzibedarın cemâl-i kudsîsinin hükümdârâne tezahüratı karşısında âşıkane ve vazifedarâne bir mukabeledir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"...Belki Şems-i Tebrizî gibi bir kısım âşıkların nazarında, bütün kâinatta bulunan umum incizaplar, cezbeler, câzibeler, câzibedar hakikatler, ezelî ve ebedî bir hakikat-ı câzibedara işaretlerdir. Ve ecramı ve mevcudâtı Mevlevî-misâl pervane gibi raks ve semaa kaldıran cezbedarâne harekât ve deveran, o hakikat-ı câzibedarın cemâl-i kudsîsinin hükümdârâne tezahüratı karşısında âşıkane ve vazifedarâne bir mukabeledir."(1)
Atomlardan gezegenlere kadar, bütün kâinatta müthiş ve intizamlı bir hareket, muazzam bir deveran bulunuyor.
Mesela, çekim kuvveti maddenin en küçük yapı taşı olan atomda görüldüğü gibi, yıldız ve güneş gibi büyük cisimlerde de görülüyor. Demek çekim kuvvetini kim tesis edip idare ediyorsa, atomdan yıldızlara kadar her şeyi tesis edip, tedbir ve idare eden de aynı Zât'tır.
Bu gibi kanunların kâinatın her tarafında bulunması, Allah’ın bir sikkesi ve imzası oluyor. Çünkü güneş ile atomda görünen kanun aynıdır; bu da yaratıcısının birliğine işaret ediyor.
“O hakikat-ı câzibedarın cemâl-i kudsîsinin hükümdârâne tezahüratı karşısında,..” Muazzam bir güzelliğin kalpte bir hareketliliğe sebep olması gibi, Allah’ın nâmütenahi cemali karşısında bütün eşya ve bütün mevcudat aşka gelip, şevkle raksa ve semaa kalkıyor.
Hâdiselere Vedud ismi ile bakan âşık arifler, eşyadaki bu hareketliliği, İlahî güzelliğin vermiş olduğu şevk ve cezbeye veriyorlar. Yani kâinat âşık, maşukları ise Allah’ın sonsuz ve kudsî cemalidir. Böyle bir güzelliği görünce dönmeye ve hareket etmeye başlıyorlar.
(1) bk. Şualar, Dördüncü Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü