"Ve hikmet ve adâlete iman ve ubudiyetle tevfik-i hareket eden mü'minleri taltif etmesin..." cümlesinde geçen, "Cenâb-ı Hakk'ın hikmet ve adâletine iman ve ubudiyetle tevfik-i hareket etmek" ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Hikmet; bir şeyin gayeli ve menfaatli olmasına denir. “Adâlet” ise, her hak sahibine hakkının verilmesi demektir.
Bu alemde bütün işler hikmet ve adâlet ölçüsü ile yapılıyor. Kâinatın netice ve meyvesi ise insandır ve insan hayatının en büyük gaye ve neticesi ise iman ve ubudiyettir.
Öyle ise şu kâinatın kurulması, hikmet ve adâlet ile işlettirilmesi, hep insanın iman ve ibadet vazifesine bakıyor.
Üstadımızın buyurduğu gibi;
“Başka bir âlemin mahsulâtının tezgâhı hükmünde çarkları dönüyor.”(1)
Bu dünya hayatının mahsulleri bir başka âleme gönderilmese, o zaman bu kâinat kendi mahsulünü yine kendi içinde mahvedip ortadan kaldıran hikmetsiz bir fabrika gibi olur. Buna akıl ve hikmet müsaade etmediğine göre “Kâinat ağacının en son ve en mükemmel meyvesi” olan insanlardan, Allah’ın emirlerine göre hareket edenlerin mükâfat göreceği, isyan edenlerin de cezalandıracağı bir başka âlem olacaktır.
Cenâb-ı Hak, bu kâinatı ve içindekileri hep insana hizmetkâr kılmış, her şeyi onun istifadesine göre tanzim etmiştir. Öyle ise insan, iman ve ibadeti terk ederse, hem hikmetsiz iş yapmış hem kâinata ihanet, hem de onda tecellî eden isimlere hürmetsizlik etmiş olur. Allah’ın adâlet ve hikmetine en uygun davranış, iman ve ibadettir.
Adâlet ve hikmetin muktezasınca insanların iman ve ibadetinin mükâfata, isyan ve inkârının ise mücazata tâbi tutulması gerekiyor. Hâlbuki bu dünyada ne mücazat ne de mükâfat görünmüyor. Demek ki bunların kemaliyle tecellî edeceği bir dâr-ı âhiret olacaktır.
(1) bk. Sözler, Yirmi Dokuzuncu Söz, İkinci Maksad.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar