"Ve onun asıl vazifesi talim ve cihaddır. Fakat bazı erzak ve cihazat işlerinde işler. Kazan kaynatır, karavanayı yıkar, getirir. Ona sorulsa, ‘Ne yapıyorsun?’ ‘Devletin angaryasını çekiyorum.’ der. Demiyor, ‘Nafakam için çalışıyorum.’ İzah?
Değerli Kardeşimiz;
"Vazifeperver nefer talime ve cihada dikkat eder, erzak ve tayınatını hiç düşünmezdi. Çünkü, anlamış ki, onu beslemek ve cihazatını vermek, hasta olsa tedavi etmek, hatta indelhâce lokmayı ağzına koymaya kadar devletin vazifesidir. Ve onun asıl vazifesi talim ve cihaddır. Fakat bazı erzak ve cihazat işlerinde işler. Kazan kaynatır, karavanayı yıkar, getirir. Ona sorulsa, 'Ne yapıyorsun?' 'Devletin angaryasını çekiyorum.' der. Demiyor, 'Nafakam için çalışıyorum.'"(1)
Temsildeki askerin, kazanı kaynatması ve karavanayı yıkaması, insanın rızkı için çalışıp çabalamasına işarettir.
Nasıl ki, askerin rızkı ve tayinatı devletin garantisi altında ise, insanın dünya kışlasındaki rızkı da Allah’ın garantisi altındadır. Bu bakımdan, rızık için endişe edilmemelidir.
Bir askerin devlete güvenmeyip de rızık endişesiyle asıl vazifesi olan talim ve cihadı terk etmesi, dilencilik etmesi, ne kadar mantıksız ve devleti itham ise, insanın da geçimini temin için asıl vazifesi olan ibadeti ve namazı terk etmesi Cenâb-ı Hakk’ı itham ve kaderi tenkittir.
Burada askerlik yapanların iki vazifesinden bahsedilmektedir. Bunlardan birisi; padişahın vazifesidir ki, o askerlerin maişetini tedarik etmek ve beslemektir. Bunun için de hazırlattığı karavana gibi bazı işleri o askerlere yaptırabilir. İkinci vazife ise, askerin asıl vazifesi olan talim ve cihâddır.
Dolayısıyla askerin asıl vazifesi olmayan karavanayı yıkamak ve hazırlamak gibi işlerin karşılıksız yapılması, "angarya" olarak tavsif edilmiştir.
“Evet, insan bir askerdir. Askerlik vazifesi başka, hükûmetin vazifesi başkadır. Askerlik vazifesi talim, cihad gibi din ve vatanı koruyacak işlerdir. Hükûmetin vazifesi ise erzakını, libasını, silahını vermektir. Binaenaleyh erzakını temin için askerliğe ait vazifesini terk edip ticaretle –mesela– iştigal eden bir asker, şakî ve hain olur.”(2)
Dipnotlar:
(1) bk. Sözler, Beşinci Söz.
(2) bk. Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Evet insanın asıl vazifesi, Allah'a ibadettir. Fakat asıl vazifesi olmayan ve Allah'ın taahhüdü altında bulunan rızkı temin etmeye çalışmak ise angaryadır. Fakat Allah'ın bizim fiillerimize benzemeyen bazı uygulamaları gibi, burdaki uygulama da tam olarak uymamaktadır. Çünkü Allah yolunda hakiki vazifesini ihmal etmeyen insanların meşru dairede yaptığı işler ve rızık peşinde koşmalar dahi ibadet kabul edilir. Yani Allah asıl vazifesini ihmal etmeyenlerin tüm çalışmalarını da ibadet kabul edip, ücretsiz bırakmıyor. Ücretlerini hem dünyada kazanç olarak hem de ahirette sevap olarak vermektedir.
Anlaşılan ibadet yapmadan rızık peşinden koşmak enayilikmiş.
"Fakat bazı erzak ve cihazat işlerinde işler. Kazan kaynatır, karavanayı yıkar, getirir. Ona sorulsa, ‘Ne yapıyorsun?’ ‘Devletin angaryasını çekiyorum.’ der. Demiyor, ‘Nafakam için çalışıyorum."
Angarya, baskı ile yaptırılan cebrî iş demektir. İnsan angarya iş yaparken zevk almaz. Hatta gündelik yaşamda bile insanı sıkan işler için ANGARYA deriz.
Bu pasajda 'devletin angaryasını çekiyorum' derken meşru işleri zevksiz, zoraki yapıldığı anlaşılıyor. Devletin angaryası burada Müspet bir anlam taşımıyor bence. Çünkü angarya müsbet bir anlam değil.
'Nafakam için değil' derken de bu işlerin devlet yani Allah için olduğundan ibadet olduğu anlamını çıkardım.
Siz nasıl düşünüyorsunuz?
Bu Temsil de "talim ve cihad" neyi gerçekte neyi ifade ediyor?
'Namaz kılmak ve büyük günahları işlememek' mi?(Konunun başında da böyle bir giriş yaptı)
Yoksa farzları işleyip, haramlardan vs kaçmak mı?