"Zeminin çiçeği olan bahara ve ondaki çiçeklere ve meyvelere bak ki, kemâl-i nizam ve mîzan ve rahmet ve hikmetle bir dest-i gaybî tarafından emr-i kün feyekûn tezgâhından gelen ayrı ayrı anahtarlarla açıyor." izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Meselâ, hadsiz o hazine ve ambarlardan yalnız buna bak ki, herbiri bir koca ağacın veya bir parlak çiçeğin cihazatını ve mukadderatının programını taşıyan küçücük mahzencikler olan çekirdekler ve tohumların anahtarları elinde bulunan bir Mutasarrıf-ı Hakîm, bir çekirdeğin kapıcığını 'Uyan!..' emriyle ve irade anahtarıyla tam mizan-ı nizamla açtığı gibi, zemin hazinesini dahi yağmur anahtarıyla açarak, mahzencikleri ve nebatatın nutfeleri olan bütün habbeleri ve hayvanatın menşeleri ve kuşların ve sineklerin su ve havadan nutfeleri olan bütün inkişaf emrini alan katreler mahzenciklerini beraber, hatâsız açtığı vakitte, kâinatta küllî ve cüz'î, maddî ve mânevî bütün hazine ve depoları hikmet ve irade ve rahmet ve meşîet eliyle herbirine mahsus bir anahtarla açtığını bilmek ve görmek istersen, senin bir nevi mahzenciklerin olan kendi kalbine ve dimağına ve cesedine ve midene ve bahçene ve zeminin çiçeği olan bahara ve ondaki çiçeklere ve meyvelere bak ki, kemâl-i nizam ve mîzan ve rahmet ve hikmetle bir dest-i gaybî tarafından emr-i kün feyekûn tezgâhından gelen ayrı ayrı anahtarlarla açıyor. Bir dirhem kadar bir kutucukdan bir batman, belki bazan yüz batman taamları kemâl-i intizamla çıkarıyor, zîhayatlara ziyafet veriyor."(1)

İnsana sunulan bütün ikram ve nimetler sebeplerin eli ile gönderiliyor. Şayet insan bu nimet ve ikramları kendi gücü ve iradesi ile almaya kalksa, en küçük nimete bile eli yetişmez, çünkü o nimetlerin üzerinde sebeplerin kilidi vurulmuş. İnsan bu kilitleri açmadan o nimete elini uzatamaz.

Mesela, insan kendi güç ve iradesi ile buğdayı elde edemez. Çünkü buğdayı elde etmek için toprak, hava, su ve güneş gibi kilitleri açmak gerekiyor. Bu kilitler açılmadan buğdaya ulaşılamaz. Yani toprağın içindeki vitamin ve minareleri toplamak, havayı istihdam etmek, güneşi o mizanlı mesafeye asmak, yağmuru vaktinde yağdırmak, insan için açılması mümkün olmayan birer kilit ve anahtardırlar. Bu kilitleri açıp buğdayı bahşedecek ancak ve ancak her şeyin hazinesi yanında, her şeyin dizgini elinde, ilmi sonsuz ve kudreti nihayetsiz olan Allah’tır.

Bütün nimetlere bu cihetle bakılabilir. Evet, kâinat bütün haşmet ve nimetleri ile “kün feyekûn” tezgâhında işlenen birer mahsul gibidir. Bu tezgâh olmadan, yani Allah’ın sonsuz havl ve kudreti olmadan insan bu nimetlerin birisine bile erişemez ve istifade edemez.

Çiçek de arı da bir tezgâh ve fabrika.  Onun içinde kurulan fabrika da arıdan daha güzel. Bu kâinat da bir ağaç gibi. Meyveleri muhtelif bir ağaç.  İnsanlar onun en mükemmel meyvesi, ama her bir hayvan, her bir çiçek de; “bir dest-i gaybî tarafından emr-i kün feyekûn tezgâhında” dokunuyor. Bu kâinatın manevi tezgâhları da gayb âleminde. Ve o gayb âlemi bu şehadet âleminden daha güzel; tıpkı ruhun bedenden güzel olması gibi.

(1) bk. Şualar, On Beşinci Şua, Birinci Makam.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...