"Zîra her bir âlim, kendi fikrini herkese kabul ettirmekle taklid yolunu açmak ve taharri-i hakikatın yolunu seddetmekle bir nev'i istibdâd-ı ilmiye yapıyor." Buna göre Üstad da Risalelere tahşidat yapmakla ‘istibdad-ı ilmi’ yapmış olmuyor mu?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bu meseleye iki yönden bakabiliriz. Birincisi, Risale-i Nurlar ilham-ı Rabbani, ihtar-ı İlahi olması noktasından, Üstad Hazretlerinin ısrarla ve şiddetle insanları Risale-i Nur'a davet etmesi, kendi fikrine davet etmesi anlamına gelmez ki, istibdat kapsamına girmiş olsun.

İkincisi, Üstad Hazretleri "Benim fikrim en doğru, bundan başka fikir tanımıyorum." demiyor, aksine "Risale-i Nurlar Kur’an okyanusundan bir damla bir katre." diyerek, mutlak bir mahviyet içinde olduğunu ilan ediyor.

"Risale-i Nurlar üzüm salkımı, ben ise kuru bir çubuk hükmündeyim." diyen birisini müstebit görmek pek mümkün değildir.

Bu konuya ışık tutacak 3 misal vermeye çalışalım.

Evet, Üstadımız kendi ilmine değil, Kur'anın ve hadislerin ilmine davet ediyor.

"Sözler güzeldirler, hakikattirler. Fakat benim değildirler; Kur’ân-ı Kerîmin hakaikinden telemmu’ etmiş şualardır."(1)

Üstadımız bu eserleri kendi nefsine yazmış, muhtaç olanları da davet ediyor:

"Saniyen: Yazdığım hakaik-i imaniyeyi doğrudan doğruya nefsime hitap etmişim. Herkesi davet etmiyorum. Belki ruhları muhtaç ve kalbleri yaralı olanlar, o edviye-i Kur’âniyeyi arayıp buluyorlar."(2)

Üstadımız "bunları olduğu gibi alın, bunlar doğrudur" demiyor, bunları tartın altın değerinde bulmadınız mı bana iade edin diyor:

"İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz."(3)

Dipnotlar:

(1) bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup, Yedinci Risale.
(2) bk. age., On Altıncı Mektup.
(3) bk. Münazarat.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 2.192
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

yasin kalpakçı
ÜSTADIMIZ NE KENDİSİNİN, NE DE BAŞKA ALİMLERİN FİKİRLERİNİ KABUL ETMEMİŞ; BİZZAT ÜSTAD-I KÜL OLAN KUR'ANı TEVHİDİ KIBLE ETMİŞ. KENDİNDEN ÖNCEKİ İLM-İ KELAM, VELAYETİ-SUĞRA... GİBİ YOLLARDAN GİTMEMİŞ; YANİ ONLARIN İSTİBDADINI KABUL ETMEMİŞ, TAHARRİYİ HAKİKKAT YAPMIŞ, KUR'AN-I AZİMÜŞŞAN'ın İNAYETİYLE VELAYET-İ KÜBRA YOLU İHSAN EDİLMİŞ. YANİ ÜSTADIN RİSALE-İ NUR'a ÇAĞIRMASI İSTİBDADIN DEĞİL; TAHARRİYİ HAKİKATİN ÖRNEĞİDİR.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Kur'an hakikatleri sadece Risale-i Nura mahsus değildir. Risale-i Nurdan önce milyonlarca alim ve evliya Kur'an hakikatlerini kendilerine özgü meslek ve meşrepleri ile aleme neşredip ispat etmişler. Üstad Hazretleri Risale-i Nurun onlarca yerinde iman hakikatlerini ispat ettikten sonra onları şahit tutuyor. "BAŞKA ALİMLERİN FİKİRLERİNİ KABUL ETMEMİŞ" ifadesi çok tehlikeli ve yanlış bir ifadedir. Lütfen bu bağnaz bakışları bırakalım. Mübalağa zemn-i zımnidir. İmam-ı Gazali, Abdulkadir Geylani (ra) de kendi dönemlerinin Said-i Nursi'sidir (ra).
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Aabdullah

mütekellim âciz kalbimdir.
Muhatab âsi nefsimdir.
Müstemi' müteharri-i hakikat bir Japondur.
Temaşa eden bunu düşünmeli.
Mesnevi-i Nuriye - 245

Yazdığım hakaik-i imaniyeyi doğrudan doğruya nefsime hitab etmişim.
Herkesi davet etmiyorum.
Belki ruhları muhtaç ve kalbleri yaralı olanlar, o edviye-i Kur'aniyeyi arayıp buluyorlar.
Mektubat - 70

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...