1  بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ

Bu acip asırda ehl-i îman, Risale-i Nur’a ve ehl-i fen ve mektep muallimleri Asâ-yı Mûsa’ya şiddetle muhtaç oldukları gibi; hâfızlar ve hocalar dahi Zülfikar’a şiddetle muhtaçtırlar. Evet, mesela i’câz-ı Kur’âniye bahsindeki ekser âyetlerin medar-ı şüphe ve itiraz olmuş aynı yerlerde, i’câzın lem’aları ve Kur’ân’ın güzel nükteleri ispat edilmiş.

Umum Risale-i Nur Şâkirtleri nâmına
Said Nursî

Asâ-yı Mûsâ’dan Birinci Kısım
Denizli Hapsinin Bir Meyvesi

Zındıka ve küfr-ü mutlaka karşı Risale-i Nur’un bir müdafaanâmesidir. Ve bu hapsimizde hakikî müdafaanamemiz dahi budur. Çünkü yalnız buna çalışıyoruz. Bu risale, Denizli Hapishanesinin bir meyvesi ve bir hatırası ve iki Cuma gününün mahsulüdür.

Asâ-yı Mûsâ’dan İkinci Kısım
Hüccetullahi’l-Bâliğa Risalesi / On Bir Hüccet-i İmâniyedir

Bu risaleyi Ankara ehl-i vukufu çok takdir ettikleri gibi; bu defa da beraatimize ehemmiyetli bir sebep ve küfr-ü mutlakı kıran en keskin ve yüksek ve kuvvetli bir hüccet-i kàtıa ve bürhan-ı bâhirdir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : acaip, şaşırtıcı
Asâ-yı Mûsâ : Hz. Musa’nın mu’cizeli asâsı, bastonu
ehl-i fen ve mektep : fen ilimleriyle, öğrenim ve öğretim işleriyle meşgul olan
ehl-i îman : Allah’a inananlar, mü’minler
ehl-i vukuf : bilirkişi heyeti
ekser : çoğunluk
hüccet-i katıa : kesin delil
i’câz : mu’cize oluş, bir benzerini yapmakta başkalarını aciz bırakma
i’câz-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın mu’cize oluşu
küfr-ü mutlak : kesin ve tam bir inkâr
lem’a : parıltı
medar-ı şüphe ve itiraz : şüphe ve itirazlara sebep olan
muallim : öğretmen
müdafaanâme : savunma metni
nükte : ince ve derin anlamlı söz
şâkirt : talebe, öğrenci
umum : bütün
Zülfikar : Bediüzzaman’ın Kur’ân ve Peygamber Efendimizin mu’cizeleri ile ilgili olan bir eseri
Yükleniyor...